Bir saray hizmetçisinin kabri ile bir padişah annesinin kabri yan yana olabilir miydi? Böyle bir manzaraya dünyanın hangi modern ülkesinde rastlanırdı? Aristokrasinin zirveye çıktığı, insanların kast sistemleri ile ayrıştırıldığı, çocukları kabahat işleyince dayak atmak için saraylarında şamar oğlanı tutan sefil Avrupa zihniyeti geldi aklıma. Sonra da bir valide sultan ile bir hizmetçiyi ya yana yatıran bizim alnından öpülesi anlayışımız, peygamberâne vefa duygumuz...
Sultan Abdülaziz, mukaddes topraklara o kadar düşkündür ki Haremeyn'den bir mektup gelecek olsa abdest almadan bu mektubu okumamaktadır. Gelen mektubu önce öper başına koyar, sonra da "Bu kağıtlarda Medine-i Münevvere'nin tozu vardır" diyerek gerekli ihtimamı gösterirmiş.