Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlen­dirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağla­ma kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüş­vetlerle cebini dolduruyordu. En
Soru bu standartları nasıl düşürmeliyiz mi? kendimizi nasıl yükseltiriz mi? Standartlar yükseldikçe kendimizi hep yarım, hep eksik hissediyoruz. Biz gelişiyoruz ama standartlar bizim hızımızdan daha hızlı yükseliyor. Bu nedenle mutsuzluk bizi esir alıyor... İdeal kadın standardı yükseliyor. Fit, bakımlı, zarif, ayaklarının üstünde duran, farkındalığı yüksek, iknası zor, alımlı ve seksi... Erkek standardı da yüksek ; Kararlı, kadının diline amade, güçlü, yakışıklı, görece zengin ve romantik, merhametli ses tonu etkileyici ve algısı yüksek... Aslında bir önceki nesle göre belki de daha iyi durumdayız. Ama standartlar nedeni ile keyfini süremiyoruz bunun
Reklam
Yapıyorum çünkü..
''Bunu niye yapıyorsun?'' ''Neyi niye yapıyorum?'' ''Niye böyle aptalca davranıyorsun?'' ''Seni öpmek aptallık mı?'' ''Bana derhal bunu neden yaptığını söyle!'' Soru yağmuru hâlinde ilerleyen diyaloglardan nefret ettiğim için romantik bir kayıtsızlıkla bar aynasına döndüm. ''Şu bar aynasından sana bakıyorum ve kendime soruyorum Nilüfer,'' dedim. ''Bunu neden yapmayayım? Bunu yapmamam için sen bana bir sebep söyle?'' Yanıma oturdu. Muhtemelen annesi öldüğü gün titremeye başlayan ince uzun parmaklarıyla yaktı yine ince sigarasını, dumanını başımın üstünden üflerken ''Çünkü'' dedi. ''Gerizekâlı! Daha on dört yaşındasın. Bense yirmi beş yaşındayım.'' ''Bütün sorun bu mu?'' ''Hayır, abinin sevgilisiyim. İnsanlar abilerinin sevgililerini ellemeye kalkmazlar.''
Gail Wynand aşık olduğunda yirmi yaşındaydı. Aşktan hiç söz etmez, kendine romantik hayaller yaratmaz, olayın tümünü hayvansal bir alışveriş olarak görürdü. O alışverişte çok ustaydı. Kadınlar ona baktıklarında öyle olduğunu anlıyordu. Aşık olduğu kız çok güzel ve zarifti. Arzulanacak değil, tapılacak bir güzelliği vardı. Wynand kendine mutlu olma lüksünü tanıdı. Kız istese hemen evlenirdi ama birbirleriyle pek konuşmuyorlardı. Wynand aralarındaki her şeyin sessizce de anlaşıldığı inancındaydı. Bir akşam konuştu onunla, Ruhunu ortaya serdi. "Sevgilim, ne istersen hepsi senin," dedi. "Şimdi neysem, ileride ne olacaksam, hepsi. Sana sunmak istediğim bu. Sana alabileceğim şeyler değil, onları alabilmemi sağlayacak olan, içimdeki şeyi sunuyorum. Hiç kimse o şeyden vazgeçemez ama ben vazgeçiyorum, onu sana veriyorum. Senin olsun, Senin hizmetinde olsun." Kız gülümsedi, bir soru sordu. "Sence Maggy Kelly'den daha güzel miyim?" Wynand ayağa kalktı. Hiçbir şey söylemeden evden çıktı. O kızı bir daha hiç görmedi. Bir Dersi iki kerede öğrenmeye asla ihtiyaç duymamasıyla gururlanan Gail Wynand, sonraki yıllarda hiç aşık olmadı.
Sayfa 574Kitabı okudu
"Fichte'ye göre, eğer siz düşünceye dalmış biriyseniz; bilgi alanında, ne yapılması veya nasıl yaşanması gerektiği konusunda bir soru sorulduğunda yanıt veremezsiniz. Çünkü bilgi her zaman daha geniş bilgiyi önvarsayar. Bir önermeye ulaştığınızda, onun otoritesini sağlamak için daha başka bir bilgiye başvurursunuz. Bir sonraki adımda da bu yeni bilginin geçerliliği için daha yeni bir bilgiye gönderme yapma ihtiyacı doğar ve bu sonsuza kadar böyle gider. Kısacası böylesine bir araştırmanın sonucu yoktur. Fichte'ye göre insan yaşamı düşünümsel bilgiye bağlı değildir. Yaşam eylemle başlar."
Araştırmada, pek çok ülkeden heteroseksüel erkeklerle kadınlara kışkırtıcı bir soru soruldu: Geçmişte yaşadığınız, halen yaşamakta olduğunuz ya da ya­şamak isteyeceğiniz ciddi ya da bağlılık içeren bir romantik ilişkiyi düşünün lütfen. Diyelim ki ciddi bir ilişki kurduğu­nuz kişinin başka biriyle ilgilenmeye başladığını keşfettiniz. Hangisi sizi daha fazla rahatsız eder ya da üzerdi: a) part­nerinizin o kişiyle derin bir duygusal bağ kurduğunu dü­şünmek, b) partnerinizin o kişiyle tutkulu bir cinsel ilişkiye girdiğini düşünmek.
Reklam
1821 Yunan İhtilalini doğuran olaylar zincirinin anlaşılması için “tarih”e başvurmak, yani geçmişe uzanmak gerekmektedir. Ayrıca Yunan olayı doğal olarak çevreden kopuk, “eşsiz”, kendine özgü bir olay değildir; anlaşılması için dünya kon­jonktürü içindeki yerini saptamak gerekmektedir. Bunun için de “Yunanistan”! ve Hellenler’i, ve doğal olarak
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Senin fontun hangisi..
Helvetica neden ve nasıl bütün dünyayı istila etti ya da daha romantik bir deyişle, "şehirlerin parfümü" haline geldi? IKEA'nın fontunu değiştirmesi nasıl oldu da "İsveç kaynaklı en büyük infial" olarak anılacak bir toplumsal tepkiye sebep oldu? Neden 30'ların Art Deco'su AMY WINEHOUSE'a böylesine yakışıyor? Bir fontu, bir ülkeye, bir dine, bir döneme, bir mesleğe ya da bir duyguya has kilan şey tam olarak nedir? Arial'ın dingin kim(liksiz)liğinden, Times New Roman'ın pratik ciddiyetinden, Comic Sans'ın rahatsız edici hafifliğinden ve kullanımını yasaklama kampanyasından- kimler sorumlu? TRAJAN'ı bütün kötü film posterleri için vazgeçilmez kılan ne? Tüm zamanların en iyi ve en kötü fontları hangileri? Ve tabii, kaçınılmaz soru; seçtiğin font tipi senin hakkında ne söylüyor?
Gazeteye verdiğiniz ilana bakılırsa yaratıcı bir insansınız. Şu an için bu kadarı yeterli. Ne kadar güvenilir biri olduğunuzu size soru sorarak anlayamam. Bunu zaman gösterecektir.
Reklam
_Estetik: Güzel Sanatlar Felsefesi’dir. _Sanat: Kendisini nesne olarak alan Tin’dir. Yaratıcı Ruh’un nesneleşmesidir. İnsanın doğaya öykünmesi ve gereksinmesi olup tinsel ve duyusal olanın uyuşmasıdır. _Sanat, bizleri felsefi düşünmeye çağırır; felsefi düşünme ile de o, sanatta bir yenilenmeyi, yeniliği sağlamayı değil, ama sanatın temelinde
_Çok defa hem kendimden hem de her şeyden bıkmış bir haldeyim. _Aşık olan körleşir ve evlendikten 8 gün sonra gözleri açılıp gerçekle yüzleşir. _Espri, ince zekalıları ve avanakları ortaya çıkarır. _Dürüstlük, en mükemmel politikadır. _Ahlak bir şahsiyet meselesidir. Kişinin kusurlu olduğunu fark edebilmesi için ahlaklı olması şarttır. _Doğada
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
"Başımla onaylayıp dışarıya bakacak şekilde koltuğa gömüldüm. Kafamda onlarca aptal soru dolanırken elim ister istemez sızlayan koluma gitti. Kumaşın yapıştığı kurumuş kan ve hemen altındaki kesik kendini hatırlatıyordu. Veya Kumral'ı? Sahi beni öpmek yerine neden hem kendini hem beni yaralamayı seçmişti? Gözlerimden bu düşüncenin beni iğrendirdiğini görmüştü ancak benim düşüncelerime neden önem versin ki? Birkaç gün önce ormanda beni öldürmeye çalışıyordu. Belki o da beni öpecek olma düşüncesinden iğreniyordu. Bunun beni yaralaması mı gerekirdi çünkü hiçbir şey hissettirmiyordu, tıpkı Ayaz'ın aptalca öpücüğü gibi. Burada aptal bir romantik kurgu çevirmiyorduk, düşmana âşık olacak falan değildim."
Sayfa 101
Sanayi devrimini ilk yaşayan ülkelerden biri olan Almanya'da, firmalar genelde istikrarlı ve sürekli bir büyüme modeli sergilemişlerdir. Alman firmalar, yatırım yapmayı düşündükleri ülkede öncelik olarak devletin özel sektöre sunduğu yasaların güvenilirliğini ve karlılığını göz önünde bulundurur. Alman firmalarının benimsediği iş modeli,
Sayfa 146Kitabı okudu
Resim