294 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Oktay Sinanoğlu Kimdir? Sinanoğlu'nun babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu Atatürk tarafından atanmış kosoloslardandır. Aynı zamanda "Latin Edebiyatı Antolojisi", "Grek ve Romen Mitolojisi" kitaplarını yazmış ve İtalyan Goldini'nin "İki Efendinin Uşağı" tiyatro oyunu ve Dante'nin "Divina Komedia" sını ilk kez
Hedef Türkiye
Hedef TürkiyeOktay Sinanoğlu · Alfa Yayınları · 20091,354 okunma
Topuğuyla yere bir şeyler çizdi. "Doğru mu yanlış mı?" Şaşıran Ambra yerdeki Romen rakamlarıyla yazılmış denkleme baktı. I + XI = X Bir artı on bir eşittir on mu? Hemen, "Yanlış" dedi. "Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?" Ambra başını iki yana salladı. "Hayır, denklemin kesinlikle yanlış." Profesör nazikçe genç kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti. Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu. Denklem baş aşağı olmuştu. X = IX + I Ambra şaşkınlık içinde başını kaldırdı. Langdon gülümsüyordu. "On eşittir, dokuz artı bir. Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir."
Reklam
520 syf.
·
Puan vermedi
·
108 günde okudu
Selam Bram Stoker “Dracula”.. Tarihte gerçek bir Dracula vardır. Kazıklı Voyvoda diye de bilinen 1430-1476 Eflak’ta voyvodalık yapan, Türklerle savaşlarıyla ünlü Vlad Tepes. Dracula adı, Türklere direnişinden ötürü Roma Cermen İmparatorunun babasına “Dragon” ünvanını vermesinden geliyor. Kitabın alt metninde olduğu gibi bu ünvanla da gelen
Dracula
DraculaBram Stoker · Can Yayınları · 20193,952 okunma
Topuğuyla yere bir şeyler çizdi."Doğru mu yanlış mı?" Şaşıran Ambra yerdeki Romen rakamlarıyla yazılmış denkleme baktı. I +XI =X Bir artı bir eşittir on mu? Hemen, "Yanlış," dedi. "Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?" Ambra başını iki yana salladı. "Hayır, denklemin kesinlikle yanlış." Profesör nazikçe genç kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti.Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu.Denklem baş aşağı olmuştu. X= IX + I Ambra şaşkınlıkla başını kaldırdı.Langdon gülümsüyordu. "On eşittir, dokuz artı bir. Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir."
Sayfa 509Kitabı okudu
Hem halkın gelişmesini hem de diktatörlüğü besleyen; hem milliyetçiliği, hem de dış dünyaya yamanmayı kolaylaştıran iki kurum vardır: Eğitim ve basın. Prenslik ve krallık idaresi Bulgarların eğitimine Rusya Çarlığı ve Osmanlı'ya göre; çok daha fazla para ayırıyordu. Gazete bir haber organı olmaktan çok, tıpkı bizdeki gibi hatta daha fazla olarak, tarih, coğrafya, edebiyat ve ilimleri öğreten bir organdı. Gazete güvenilen bir organdı ve gazeteciyle öğretmen; Bulgar, Sırp, Yunanlı, Romen toplumlarında Delphoi kahini gibi etkiliydiler. Diktatör rejimler de doğrusu bu iki organdan iyi istifade ettiler. Politikaya giren veya çekilen öğretmen ve Profesör Balkan toplumlarının tipik adamıdır ve bu iki zümrenin slogan ve yorumları kadar mudhike (grotesk olay)de az bulunur.
Topuğuyla yere bir şeyler çizdi. “Doğru mu yanlış mı?” Şaşıran Ambra yerdeki Romen rakamlarıyla yazılmış denkleme baktı. I + XI = X Bir artı on bir eşittir on mu? Hemen, “Yanlış,” dedi. “Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?” Ambra başım iki yana salladı. “Hayır, denklemin kesinlikle yanlış.” Profesör nazikçe geni; kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti. Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu. Denklem baş aşağı olmuştu. X = IX + I Ambra şaşkınlık içinde başını kaldırdı. Langdon gülümsüyordu. “On eşittir, dokuz artı bir. *Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir.”
Reklam
Romen Bir Profesör
"Türkler eğer Karpatların kuzeyine gelselerdi bizim Romen kimliğimiz tamama erecekti. Romanya bir bütün olacaktı. Fakat Türkler güneyinde kaldığı için biz biraz Macar, biraz Rus, biraz Bulgar, biraz Romen olduk."
İslâm Düşmanlarıyla İşbirliği Yaptılar
Prof. Bahit "bizi bir arada tutan milliyetçilik değil, İslâmiyet'ti" diyor. Doğru söylüyor. Fakat bizim milliyetçiliğimiz imparatorluktaki bütün milletlerin milliyetçilik hareketlerinden sonra başlamış meşru bir nefis müdafaasıdır. Halbuki, Araplar Müslüman kardeşlerine ve İslâm halifesine karşı, İslâm'ın amansız düşmanlarıyla
Sayfa 125 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Bakış Açısı!
“Topuğuyla yere bir şeyler çizdi. "Doğru mu yanlış mı? Şaşıran Ambra yerdeki Romen rakamlarıyla yazılmış denkleme baktı. I + XI = X Bir artı on bir eşittir on mu? Hemen, "Yani?" dedi. “Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?" Ambra başım iki yana salladı. "Hayır, denklemin kesinlikle yanlış." Profesör nazikçe genç kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti. Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu. Denklem baş aşağı olmuştu. X = IX + I Ambra şaşkınlık içinde başını kaldırdı. Langdon gülümsüyordu. "On eşittir, dokuz artı bir. Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir.”
Altın KitaplarKitabı okudu
Profesör Henri Masse'nin "İslam / L'İslam" ismindeki eserinde bu nokta şöyle tespit edilir (1937 Paris baskısı, s. 187): "1071'de İmparator Romen Diyojen'in mağlup oluşu, Anadolu'yu Türklerin eline geçirdi. Aynı zamanda Suriye ile Filistin'i de istilâ edip Fatımîlerle karşılaştılar. Bu da Sünniliğin Şiilikle yeni bir mücadelesiydi. Fatımîler artık takatten düşmüşlerdi..." Yine aynı kaynağın 188'inci sayfasında, Suriye ile Filistin'i Fatımîlerden geri alarak Sünni İslâm hâkimiyetine iade eden Selçukluların, sonunda Mısır'ı da almaya karar vermelerinden sonra ortaya çıkan durum şöyle anlatılır: "Selçuklular Mısır'a taarruz etmeyi düşünüyorlardı ve bu düşünce akla yatkındı, çünkü Fatımîler Şiiliğin son dayanak noktasıydı. İşte bunun üzerine Fransa, hem Bizans'ı, hem de Hıristiyanlığın kutsal yerlerini tehdit eden bu genişleme siyasetinden telâşa düşerek Haçlı Seferlerinin yapılmasına karar verdi."
Reklam
Profesör Henri Masse'nin "İslam / L'İslam" ismindeki eserinde bu nokta şöyle tespit edilir (1937 Paris baskısı, s. 187): "1071'de İmparator Romen Diyojen'in mağlup oluşu, Anadolu'yu Türklerin eline geçirdi. Aynı zamanda Suriye ile Filistin'i de istilâ edip Fatımîlerle karşılaştılar. Bu da Sünniliğin Şiilikle yeni bir mücadelesiydi. Fatımîler artık takatten düşmüşlerdi..." Yine aynı kaynağın 188'inci sayfasında, Suriye ile Filistin'i Fatımîlerden geri alarak Sünni İslâm hâkimiyetine iade eden Selçukluların, sonunda Mısır'ı da almaya karar vermelerinden sonra ortaya çıkan durum şöyle anlatılır: "Selçuklular Mısır'a taarruz etmeyi düşünüyorlardı ve bu düşünce akla yatkındı, çünkü Fatımîler Şiiliğin son dayanak noktasıydı. İşte bunun üzerine Fransa, hem Bizans'ı, hem de Hıristiyanlığın kutsal yerlerini tehdit eden bu genişleme siyasetinden telâşa düşerek Haçlı Seferlerinin yapılmasına karar verdi."
Sayfa 132 - TimaşKitabı okudu
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
FRİEDRİCH ENGELS (1895)
V.İ.U. LENİN FRİEDRİCH ENGELS (1895) Nasıl bir zekâ meşalesi söndü Nasıl bir yürek durdu! 5 Ağustos 1895’te Friedrich Engels Londra’da öldü. Dostu (1883’te ölen) Karl Marx’tan sonra, Engels, bütün uygar dünyanın modern proletaryasının en yetkin bilim adamı ve öğretmeniydi. Kaderin Karl Marx ve Friedrich Engels’i bir araya getirdiği
Muazzam
Topuğuyla yere bir şeyler çizdi. "Doğru mu yanlış mı?" Şaşıran Ambra yerdeki Romen rakamlarıyla yazılmış denkleme baktı. I + XI = X Bir artı on bir eşittir on mu? Hemen, "Yanlış," dedi. "Peki bunun doğru olmasının bir yolu var mı sence?" Ambra başını iki yana salladı. "Hayır, denklemin kesinlikle yanlış." Profesör nazikçe genç kadını elinden tutup kendi bulunduğu tarafa çekti. Ambra işaretlere onun durduğu noktadan bakıyordu. Denklem baş aşağı olmuştu. X = IX + I Ambra şaşkınlık içinde başını kaldırdı. Langdon gülümsüyordu. "On eşittir, dokuz artı bir.
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.