RONDEAU
Rotterdam’da olan dans topluluğu “Codarts’ın” dans bölümü lisans öğrencileri için hazırlamış olduğu Reader Dance History & Theory Semesters 1+2 kitapçığında geçen bir kelimeden söz etmek istiyorum.
“Rondeau” Orta Çağ’da Fransa ve İngiltere’de ortaya çıkmaya başladıktan sonra zaman içerisinde Almanya ve Balkanlar’a da yayılmaya başlamış sirkülasyon içindeki dans müziğidir. Rondeau, müzikte iki uyaklı anlamına gelmektedir, iki uyaklı ve devamlılığı olan bu müzikte, iki kişilik bir saray dansı yapılmaktadır. Teknik olarak valse benzetilmek istense de onun da başlangıcı sayılabilir.
Dans karşıya dönük ağır adımlarla ilerlemektedir. Ülkeler arasında dağılması sonucunda çeşitlenmiştir.
AIDS'in İsmi Nasıl Değiştirildi?
Rondeau eşcinselliği pazarlayan algı yönetmenlerinin eşcinsellik ile negatif kavramların bir araya getirilmemesine özen gösterdiğini vurgularkan ilgi çekici bir örnek vermektedir.
AIDS hastalığının ilk kez duyulduğu yıllarda tıp camiası bu yeni hastalığa GRİD (Gay Related Immun Disorder) yani Eşcinsellikle İlişkili Bağışıklık Sistemi Bozukluğu adını vermişlerdi.
Fakat daha sonraları eşcinsellik yanlısı lobilerin baskısı sonucu hastalığın ismi AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Sistemi Bozulduğu) olarak değiştirilmişti.
***
Amerika'da 2005'te yapılan bir araştırmada* bütün ergen ve yetişkin erkekler arasında HIV virüsü taşıyanların % 71'inin erkek eşcinseller olduğu belirtilmiştir.
Rondeau eşcinselliği pazarlayan algı yönetimlerinin eşcinsellik ile negatif kavramların bir araya getirilmemesine özen gösterdiğini vurgularken ilgi çekici bir örnek vermektedir AIDS hastalığının ilk kez duyulduğu yıllarda tıp camiası bu yeni hastalığa GRID yani "Eşcinsellikle ilişkili bağışıklık sistemi bozukluğu" adını vermişlerdi. Fakat daha Sonraları eşcinsellik yanlısı lobilerin baskısı sonucu hastalığın ismi AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Sistemi Bozukluğu) olarak değiştirilmişti.
Algı yönetmenleri bir ürünün halk tarafından benimsenmesi için o ürünle negatif bir unsurun ilişkilendirilmemesi gerektiğini belirtmektedir eşcinselliği pazarlayan algı yönetmenleri eşcinselliğin normal sağlıklı bir yaşam biçimi olarak sunmak için eşcinsellikle ilgili bütün negatif kavramları literatürden kovmuşlardır. Bunu gerçekleştirmek için bilimsel ve sosyal kontrol araçlarının güçlendirmeye önem vermişlerdir. Örneğin bir yiyeceğin kanserle ilişkilendirilmesi nasıl o ürünün satışını azaltıyorsa eşcinselliğin satışını zorlaştıracak bütün negatif kavramlara karşı bir sansür sistemi geliştirilmiştir. Eşcinsellik ve eşcinsellerin negatif ilişkili olduğu durumları ortaya koyacak araştırmalar yapılması yasaklanmıştır bunun için "Hate Crime" (NEFRET SUÇU) kavramına dayanılmaktadır. Eşcinsellikle ilgili olumsuz çağrışımlara neden olacak her şey NEFRET SÖYLEMİ olarak etiketlenmektedie. Böylelikle eşcinsellikle ilgili gerçeklerin araştırılmasının önü kapatılmaktadır.
