adâletin sözcüsüdür. Şatoyu yıkmak için Kiliseyi de devirmek zorunda.
Reform, Rönesans, aydınlıklar çağı.. Büyük kavganın belli başlı durakları.
Nihâyet Devrim.. İnsanlık tarihi 1789'a kadar bir sınıf kavgası tarihidir.
Yeni bir çağ açılmıştır 89'la. Sınıf yoktur artık, milletler, daha doğrusu insanlık vardır. İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannâmesine göre, «insanlar hür ve hakça eşit doğarlar». Kendi çıkarlarının, insanlığın çıkarları olduğuna inanan üçüncü sınıf, dünya görüşünü parça parça kurar. Liberalizm veya ferdiyetçilik yüzyılların eseri ve üç sütun üzerinde yükselir: Hürriyet, akıl, ferd. Devrimden sonra üçüncü sınıf parçalanır.
Burjuvazi kavga arkadaşlarını ziyafet sofrasından kovar. Servet de, bilgi de onun tekelindedir. İnsanlar eşittirler, doğru ama kanun karşısında.
Kanunu yapan burjuvazidir. Yeni sınıf bir yandan eski imtiyazlılarla savaşmak, bir yandan yoksul yığınların uyanmasını önlemek zorundadır.
Vâitler kâğıt üzerinde kalmış, sınıflar ortadan kalkmamıştır. Soyluların yerini burjuvazi, burjuvazinin yerini proletarya almıştır, insanın insanla savaşı daha kıyıcılaşmıştır. Bir kelimeyle liberalizmin göklere çıkardığı hürriyet, hür bir kümeste hür bir tilki hürriyeti.
Ne var ki burjuvazi şatoyu devirirken kiliseyi de yıkmıştı. Kitleler, Rabb'in melekûtu ile oyalanamazdı artık. Sömürü nasıl gizlenecekti?
Filozoflar yetişti imdâda. Onlar da -râhipler gibi- çelişkileri gizlemeğe, iç ve dış talanı kutsallaştırmağa çalıştı. Dünyaca geçerli bir hakikat diye sunulan liberalizm bir sınıf yalanına, yâni bir ideolojiye dönüştü.