Komünizm ... pratiğini şeytan alsın, ama tanrı,
mülkiyet sahiplerinin başından eksik olmayan sürekli
tehdit olarak varlığını korusun ...Tanrı varlığını koru-
sun ki, küstahlıkta sınır tanımayan gürûh daha küstah
olamasın, salt keyif hakkına sahip olanların cemaati ...
en azından kâbusla yatağa girsin! Ki, kurbanlarına
erdem öğretme zevki kursaklarında kalsın.
vakitler gitmelere ben kala veronica.
vakit simsiyah şiirlere ayrılıkları giydirerek
ağlamayı öğretmenin,
öğretirken ölmeyi,
ölürken mezarına bir dilek ağacı dikme vaktidir veronica.
mısır piramitlerin dirsekleri altında senin kemiklerin var,
cadılar bayramında
benim namusumla vurulan ilk kadın sendin,
roza Luxemburg'un gül yatağına düşen ilk damla kan,
kibela'nın karnına düşen ilk muazzam şehvet tanesi,
ilk tanrıça sancısı,
ilk medeniyetin solmuş yüzü,
ilk hastalığın anlamsız endişesi,
ilk hayvani acı,
ilk neolitik doğum
ve
ilk işlenen cinayetin cinsiyetsiz anatomisi veronica.
şimdi
ben susuyorum
toprağa düşen ilk kavmin gölgesi gibi...
Bir kadın, sosyalist, ömrünü işçi sınıfının ömrüyle koşulsuz birleştiren Roza Lüksemburg çağından ötesine sesleniyor. Bu kitapta yeri geldiğinde eleştirilerini keskin bir şekilde kendi partisine yönelten yeri geldiğinde dünyada meydana gelen çalkantılarda sosyalist olarak nerede durulması gerektiğini gözü kara bir şekilde ortaya koyuyor. Roza, kısasık ömrüne rağmen burjuvazi ve despotlar için tehlikeli olmayı sürdürüyor. Kitaptaki makaleleri okuduğumda o zaman var olan dünya konjonktüründen çağımızın bir şey kaybetmediğini 100 yıl önce başta sorumlu devletlerin çözemediği,`çözülemeyen sorunlarının halen nasıl ortadoğuyu prangaya mahkum ettiğini anlıyoruz.