Şunu iyi bilmek gerekir ki sadece Rububiyyet Tevhidini (Allâh'u Teâlâ'nın mahlûkatı yarattığına, öldürdüğüne ve fiillerinde tek olduğuna inanmaktır.) kabul eden bir kişi müslüman olmuş sayılmaz, malını ve canını da kurtarmaz, bununla birlikte Uluhiyyet Tevhidini (Buna ibadet tevhidi denir. Bu, ibadette Allâh'ı (cc) birlemektir. Makamı ve derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, Allah'tan (cc) başka hiç kimse ibadete layık değildir.) de sağlamadığı taktirde ahirette cehennem azabından kurtulamaz...
1 - RUBUBİYYET TEVHİDİ:
Allah-u Teâlâ’nın bu kâinatı tek başına yarattığına, yarattıklarının sahibi olduğuna, hükmünde takipçisi olmadığına; dirilten, yaşatan ve öldüren olduğuna; bütün canlıların rızıklandırıcısı, her şeyin yöneticisi olduğuna; Allah’tan başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin ne kendi nefsine ne de başkasına O’nun izni ve dilemesi
İnsan kendi kendisi ile dost olsa, insan kendi kendisine karşı saygılı olsa, sâcid ile mescûd secdede bir olur, hâl-i tevhidde olur. İnsanın, biraz önce ubudiyyet ve rububiyyet dengesi olarak söylediğimiz insanın, kendi kendisini gözden geçirmesinin, kendi içine bakmasının, kendi karanlığını kendi aydınlığı ile aydınlatmasının, tek mihengi, tek ölçüsü secdede sâcid ile mescûdun ayniyyeti, tevhîdi hâlidir. Onun için Şâh-ı Velayet vücudlarına saplanan okun secdede iken çıkarılmasını istediler.
Kişinin İslam'a gireceği tevhid (Rububiyyet Tevhidi ile beraber) Uluhiyyet Tevhidi’dir. Bu tevhid türü ise Allah'tan başkasina ister bir melek olsun isterse de bir peygamber olsun ibadet etmemektir.
Allah’ın tevhidi iki şekilde açığa çıkar; rubûbiyyet ve ulûhiyyet! Tek yaratıcı olarak Allahı kabul etmek rububiyyet, tek Allah’a ibadet ve her şeyi ondan istemek de uluhiyyettir.