Bir yaz gecesi, bir cumartesi akşamı, bir sayfiye yeri:
Ilık mı ılık, yıldızlı mı yıldızlı, durgun mu durgun.
Ara sıra çamdan, fundadan, defne ve zeytinden, denizden ve karanlıktan, köşk bahçelerinin havuzundan çıkma, yerli, otlak bir lüfer balığının dibinde gezinişiyle fiske fiske denizden fırlama, öldürürcesine serin, geberticesine kokulu, kim olursa olsun, ne olursa olsun bir mahlûk dudaklarına muhtaç bir insanın ruh halini kamçılayan bir rüzgar...