Okuduğum ilk Nermin Yıldırım kitabı Ev. Geçmişiyle, yuva ve ev kavramlarıyla, hayatla derdi olan bir kadının yolculuk hikayesini okuyoruz. Yolda olmayı, bir hedefe varmayı,evin ne anlama geldiğini, anne babayla olan bağın hayattaki karşılığını ve birçok hayat içindeki detayı kurcalayan irdeleyen buralarda dolaşıp soru soran bir metin Ev.
Öncelikle hacimli bir kitap ama oldukça da akıcı. Yormuyor ilerlemesi de epey keyifli. Bir yandan iki arkadaşın yaptığı yolculuğu takip ederken bir yandan da baş karakterimiz Seher’in yaşamında ileri geri giderek,zihninde dolaşarak, terapi odasına girerek onu da eş zamanlı tanıyoruz. Yaraları, dertleri, mücadelesi, kendiyle olan kavgası, kurduğu-kuramadığı ilişkileri de yavaşça çözülüyor.
Seher’i sevdim ve çokça anladım ben. Hepimizin olduğu gibi hem sıradan hem biricik hikayesini ruha çok dokunan bir yerden anlatmış yazar. Kurgu, hikayenin bağlandığı yer hafif klişe de olsa verdiği umut ve sürükleyiciliğinin hakkını vermem gerek.
Anlatımını, dilini, uslubunu sevdim mi orası bende soru işareti açıkçası. Yoğun ağdalı biraz belki arabesk bir dil yer yer yordu beni. Gereksiz uzatılmış hissettiğim yerler oldu. Biraz da tespitlerin aktarışını sıradan buldum.
Ama en nihayetinde yazarın yol ,yolda olmak ,ev, bağlar ,geçmiş , gelecek kavramları üzerine kurduğu hikayeyi tatilimde keyifle okudum. İyi okumalarr!