Daha düne kadar her teşekkür, "estağfurullah" diye karşılanırdı.
Oysa teşekkür edilen veya öğlen bir kimsenin söylediği bir incelik ve alçak gönüllülük sözüdür estağfurullah. Kibri ve büyüklenmeyi tevazu ile takas eder kendiliğinden. Kırmaz kimseyi, incitmez. Gönül kırgınlığını alır. söyleyene de işitene de samimi bir tebessüm kadar.
Estağfurullah ile Allah'tan kusurlarını örtünmesi dilenir.
Kelimenin sadece yazılışına bakan biri bile, Allah ve istiğfar kelimelerini görecektir.
İslam'la şekillenmiş, din ve gelenekle işlenmiş en güzel sözlerden biri Estağfurullah.
Bu düğün Birgül ömrünün son günü olduğunu bilseydin ne yapardın?
Ah keşke, zamanında helalleşseydin değil mi? Ertelemeseydin o kısacık ve kurtarıcı dileği...
"Hakkını helal et", insanların iç dünyalarında muhtaç oldukları huzuru tesis eder, karşılıklı sevgi ve muhabbeti çoğaltır.
Dil geleneğimizin hediyesi, dinimizin yeganesidir.
Taşıma omuzlarında o yükü ta ahirete kadar..
Ne ağır geliyor değil mi?
Özür dilerken, hatta dilemeyi düşünürken bile boğazın düğümleniyor. Gururun, karşısında kolların bağlanmış bekliyor..
Ama ya ölüm yarından daha önce gelirse...
Bırak nefsinde münakaşayı. Sen beşersin, hatasızlık, mükemmellik ve vasıfların yok sende.
Ama müslümansın. Erdemlisin, Erdemli sözleri seversin. Gururun Yener ve özür dilersin...
Özür dilemek savaşlar bitirir, ganimet, özür dileyenin nasibidir...
Özür dilemek, insanı rahatlatır. Kalbi yumuşatır.
Kalbi tamir etmek istediğinde, Allah'ı memnun etmek istediğinde... Özür dilerim de.
"yazıklar olsun" dememiş. Teessüf etmiş...
Bir kınama biçimi, bir sitem, bir üzüntü hali... Ama ibretli, derinlikli...
Sadece karşısındakine kızmaz,kırılmaz; kendine de pay çıkartmasını bilir bu sözü söyleyen...
Zihin bu nokta karışır, bulanır, yorulur bir gün bir şeylere takılır, saplanır kalır, kararların, kavramların gelip gittiği yerdir. Bazen büsbütün durduğundan endişe edilir, gerekince kurcalanır, oyalanır, boşaltılır...