Andrés Pascual, Ecequıel Barrıcart - Ayı Kaplan Ejderha
Brian L. Weiss - Birçok Yaşam Birçok Üstat
Can Perimcek - Spiritüel Uyanış
Caroline Myss - Ruhun Anatomisi
Charlotte Kasl - Buda Cikmaza Girerse: Spiritüel Degisimin El Kitabı
Clarissa P. Estes - Kurtlarla Koşan Kadınlar
Dalai Lama, Desmond Tutu, Douglas Abrams - Mutluluğun Kitabı
Dalai Lama,
Eğer zihninizin nasıl tepki gösterdiğini bilmiyorsanız, eğer zihniniz kendi etkilerinden habersizse, toplumun ne olduğunu hiç bir zaman öğrenemeyeceksiniz demektir. Çünkü zihniniz toplumun parçasıdır ya da
toplumun ta kendisidir. Toplumdan ayrı, toplumun dışında; gerçekten size özgü bir "sen" çoğunlukla varolamamaktadır.
Toplum sürekli bizi etki altında tutmakta, düşüncelerimizi biçimlendirmektedir. Toplumsal modeli fark edip onun boyunduruğundan kendinizi kurtarmadıkça, kendinizi özgür sansanız da, gene de cezaevinde bir tutuklusunuz. Zihninizi yönetmeye, düşüncelerinizi düzeltmeye çalışın. "Bu doğru, bu yanlış" diye yargılara varmayın. Yanlızca bir sinema filmine bakar gibi, kafanızdan geçenleri izleyin. Zihniniz insanlığın ta kendisidir.
Otobüste, sinemada ya da çalıştığınız ofiste sırtları size dönük durumda bulunan kişilerden birini seçin. O kişinin başının arkasına konsantre olun. Ve o kişinin geriye dönerek size bakmasını yoğun olarak düşünün ve isteğin... Bunu zihninizde canlandırın... En geç 60 - 90 saniye içinde seçtiğiniz kişinin geriye dönerek size bakacağına ya da ensesini kaşıyacağına şahit olacaksınız.
Adeta küçük bir oyuna benzeyen bu deneyle, insanlar üzerinde düşünce gücü sayesinde telkine dayalı nasıl bir etki meydana getirilebildiği görülebilir.
mevlana celalettin rumi ruhun uykuda bedenden ayrıldığını söyler ve mesnevisinde şöyle belirtir:"can atlarınızı eğersiz koyar bu sır ölümün kardeşidir ama gündüz geri gelmesi için ayaklarını uzun bir bağla bağlar can boşlukta astar gibi gizlidir bedense yorgan altında döner durur sen bedensiz bir bedene sahipsin."
Yaşamdan denge ve uyum bekliyorsak onu önce kendi içimizde oluşturmak zorundayız. Aksi takdirde sürekli dışarıdan gelecek bir değişimi beklemekle onu hiçbir zaman yakalayabilmemiz mümkün olmayacaktır.
kendimize göre oluşturduğumuz belli bir düşünce sisteminin gölgesindeki serinlik bize hep hoş gelir ama bu gölgedeki serinlikte uyukladığımız müddetçe yeni yerler keşfedebilme imkanını da kendi kendimize kapatmış oluyoruz
...yurtdışında polislerle çalışan psikometri medyumları suçluların dokundukları eşyalar aracılığıyla onların yakalanmasında önemli bilgiler verebilmektedirler.
Belli bir süre insanlık, içinde insanlığın kalmadığı bir insanlık tablosu çizme gayreti içinde yaşamını sürdürmeye çalıştı... Fakat bir şeylerin eksikliği her zaman için hissedildi...