Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şu yaşadığımız hayat!. Aslında hayat değil bu; ruhsuz, cansız bir bitkisel yaşantı!..."
§ ... ruhsuz bir hayat yaşamak istemiyordu. §
Sayfa 129
Reklam
Bizimki de hayat mı? Sokulmuşuz ahlaksızlık yatağı, ruhsuz şehirlere..
Sürekli talebelik yıllarını anlatan, yaşam ateşlerini ancak destansı gençliklerinin anılarıyla canlı tutabilen fakat bunların haricinde ruhsuz bir cahillik ve zevksizliğin içinde umutsuzca sıkışıp kalmış zavallı yaşlı beyefendileri kim tanımaz ki?
Ölümsüzlüğü bedava verseler almaya niyeti yoktu. Şu insanoğlu ne kadar akılsız, ne kadar aptal ve ruhsuz olmalıydı ki, asırlar boyu ölümsüzlüğün peşinden koşmuş, yüzlerce insan servetini, hayatını, aklını, her şeyini bu uğurda harcamıştı. Oysa bir zaman geliyor, hayat, gelecek zamanın içinde manasız ve sıkıcı bir seyahat oluyor, yorulmuş kalpler ve vücutlar birer körebe gibi ölümün peşinden koşuyor, ama haylaz ve kötü bir çocuk olan ölüm, en olmayacak yerlere saklanıp bir türlü ele geçmiyordu. Ölümün bilinmeyişi ve yaklaştıkça yaşlı kalbine verdiği heyecan, sabırsızlıkla beklediği bir haz haline geliyor, yaşıyor olmanın sevincinin yerini, bu ümitsiz ve kırgın bekleyiş, bir gün o körebeyi sobeleyecek olmanın, mükemmel olduğunu düşündüğü hazzı alıyordu.
Bizimki de hayat mı? Sokulmuşuz ahlaksızlık yatağı, ruhsuz şehirlere...
Reklam
Cennetten bir köşe! Vallahi bey oğlum, şöyle tabiatla koyun koyuna yaşamakla ne isabet ediyorsunuz bilseniz... Bizimki de hayat mı? Sokulmuşuz ahlaksızlık yatağı, ruhsuz şehirlere...
Ağlamak negatif bir fiil değildir. Onu olumsuz yapan, insanın neye ve niçin ağladığıdır. Mevlana der ki, "Acizin ağlaması, ruhsuz kişinin ağlamasından farklıdır. Yakup'un Yusuf için ağlayışı, Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerin ağlayışı ile bir midir?" (Mesnevi, Cilt 5).
Şehirler zamanı hızla tüketen bir makineyi andırıyor, ruhsuz ve köksüz. İnsan için sabahın erken saatlerinde başlayan koşturmaca akşamın karanlığında bitap bir şekilde sonuçlanıyor. Her gün tekrarlanan bu hayat tarzı, yaşarken ölmüş ama farkında olmayan insanın hazin yolculuğunun adıdır. İnsan böyle bir hayatın ancak kölesi olur. Kölelerinse tercih hakkı yoktur.
Müslim CoşkunKitabı okudu
Ben O Değilim
sevgili deli kardeşlerim! maalesef, ben o değilim. ama umudunuzu kaybetmeyin. çünkü bi' gün o gelecek, sefil ruhlarımızın karanlığına bir güneş gibi doğacak. evet gelecek! belki karlı bir gecenin ortasında, ya da serin bir ilkbahar sabahının ilk ışıklarında o gelecek! önce inkar edecekler, onu yalnızca gerçek aşıklar tanıyacak. binlerce, on binlerce aşık onun gelişiyle yeniden, bir kez daha aşka düşecek. geceleri evine ekmek götürmek için yol kenarında bekleyen hayat kadınlarını o kurtaracak. ganyan bayilerinde bir umuda, bir hayale aldanmış umutsuzlara o umut olacak! her gün aynı ruhsuz hayatı yaşayan insanlara bir tane hayatları olduğunu o hatırlatacak! işte o, bize yeniden aşkı öğretecek! aşkı bize yeniden öğretecek! işte o gün, gecekondu mahallelerinin çamurlu sokaklarında misket oynayan çocuklar kafalarını kaldırıp gökyüzüne baktığında bambaşka bir aydınlık görecekler! akıllılar, akıllılar... işte o gün akıllılar delirecek! gerçek deliler itibar görecek! haklıyla haksız o gelince anlaşılacak! bekleyin, onun gelişini bekleyin! işte o gün siz ve ben yeniden buluşacağız. işte o zaman, siz beni takip edin. hayır, ben o değilim. hayır, ben o değilim. ama sizi o'na ancak ben götürebilirim.
Reklam
Eğer çocuklarınız gerektiği şekilde eğitim almazlarsa, hayata bir hiç olarak atılırlarsa, yasalar ve bütün sosyal haklar var olmasına rağmen toplumsal hayat yine de sönük ve ruhsuz olacaktır. Bu nesilden gelen memurlar bencil ve uyuşuk, devlet adamları ise politik madrabaz olurlar.
Şu insanoğlu ne kadar akılsız, ne kadar aptal ve ruhsuz olmalıydı ki, asırlar boyu ölümsüzlüğün peşinden koşmuş, yüzlerce insan servetini, hayatını, aklını, herşeyini bu uğurda harcamıştı. Oysa bir zaman geliyor, hayat, gelecek zamanın içinde manasız ve sıkıcı bir seyahat oluyor, yorulmuş kalpler ve vücutlar birer körebe gibi ölümün peşinden koşuyor, ama haylaz ve kötü bir çocuk olan ölüm, en olmayacak yerlere saklanıp bir türlü ele geçmiyordu. Ölümün bilinmeyişi ve yaklaştıkça yaşlı kalbine verdiği heyecan, sabırsız­lıkla beklediği bir haz haline geliyor, yaşıyor olmanın sevincinin yerini, bu ümitsiz ve kırgın gün o körebeyi sobeleye­cek olmanın, mükemmel olduğunu düşündüğü hazzı alıyordu.
Allah'ın razı olacağı hayat, der Kur'an, ne şekilciliğe, ne de ruhsuz ibadetlere dayanan hayattır. Kur'an "iyi Müslüman"ın tarifini yaparken, "iyi Müslüman", kuru ve ruhsuz ayin ve zikirler yapandır demez, aksine Allah'a olan sevgisinden dolayı sevdiği şeyi başkasına veren kimsedir der: "Gerçekte erdemlilik, yüzünü doğuya veya batıya çevirmeniz değildir!" (Bakara, 2/177).
1.174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.