"Yemeğinizi Allahın zikri ve namazla eritin. Yemek üzerine uyumayın ki, kalpleriniz katılaşmasın."
[Ali El Müttaki, Kenzül Umman, 15/245, no: 40773]
Bunun da en azı her yemekten sonra, iki rekat kılmak veya yüz kere tesbih etmek (sübhanallah demek), yahut Kuranı Kerimden bir cüz okumaktır, zira insan yemek yedikten sonra, yediğini namaz ve zikirle eritmeden uyursa, kalbi katılaşır. Kalp katılığından Allaha sığınırız. Yemekten sonra namaz ve zikirle meşgul olmak ise, o katılığın kalkmasına ve şükrün edasına vesile olur.
Rivayete göre, cehennemde deniz sahili gibi yerler bulunmaktadır ki, oralarda deve boynu gibi yılanlar, katır kadar akrepler bulunmaktadır. Cehennem ehli azaplarının azaltılması için Allahu Teâlâ'dan yardım istediklerinde onlara "sahile çıkın" denir.
Sahile çıktıklarında ise, yılanlar onların ağızlarını ve yüzlerini ısırınca, tekrar ateşe kaçarlar. Bu sefer onlara bir uyuz musallat edilir ki, kemikleri çıkıncaya kadar derilerini kaşırlar. Kendilerine "bu hâl sana eziyet veriyor mu" diye sorulduğunda, "evet" diye cevap verince, "bu bela senin başına müminlere eziyet etmen sebebiyle gelmiştir" denilir.
Dikkat edin ! Şüphesiz ki onlar,fesat çıkarıcı kimselerin ta kendileridir. Velakin (yaptıkların da kendilerini haklı gördükleri için fesat çıkarıcı olduklarının) farkında bile değillerdir..