160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,2bin okunma
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Var mı Allah`tan yukarı, Kabirden aşağı, Toparlan ruhum gidiyoruz, Sen yukarı,ben aşağı NECİP FAZIL
"... Fakat mesela hapishanede yattığım zamanlar, sekiz yüz kişinin arasında olduğum halde yalnızlıktan bunalırdım. Yalnız orada değil şimdi serbest iken bile kendimi kimsesiz hissediyor ve bunun için seni her gün artan bir istekle bekliyorum. Burada da güya birçok ahbap var, fakat insan hangisine içini dolduran dertleri, kafasını yakan düşünceleri açabilir? Derhal gülerler, yahut anlıyormuş gibi tavırlar aldıkları halde bir şey anlamadıklarını sersem gözleriyle belli ederler."
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki, kitaplara rağmen çok ıstırap çektim çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmâl edeceksin.”
Siz, aşık olanın ayakları yerden kesilir, dersiniz ya, bu böyledir çünkü aşk yeryüzüne ait bir şey değildir. Göğe aittir. Ulu, yüce, gözlerin erişemediği bir aleme aittir, oradan gelir. İşte ben, onun için aşık olmak istiyorum. Yere ve yeryüzüne ait şeyler bazen kalbimi incitiyor ve onları yerde bırakıp gitmek istiyorum. Gövdem yeryüzünde kalsın, ama kalbim, ruhum göğe yükselsin.
Sayfa 136
Reklam
188 syf.
·
Puan vermedi
Çok yoruldum okurken, varlık ve hiçlik bile bu kadar yorulmadım ben. Türkçeye çevirisinde mi sıkıntı, yoksa okuyucuyu yormak mı istemiş muamma :) Hemen bitse de kafam, ruhum rahatlasa dediğim bir kitap.
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,519 okunma
"Ruhum mu dengesiz, yüreğim mi kötü bilemiyorum. Belki de toplum ruhumu bozdu, ne bileyim! Düşüncelerim o daldan bu dala atlıyor; karasız, endişeli, şüpheci... Kalbim doymak nedir bilmiyor, bir şeyle yetinmiyor. Mutluluğa alıştığım gibi acı çekmeye de çabucak alışıyorum. Bu nedenle hayat gözümde git gide anlamsızlaşıyor.
Seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun Çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun Gel ellerini ver en güzel ellerini öyle Ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle...
Ses
Ama yazmak iyi geliyor. Yazdıkça içimdeki zehri akıtacağım sanıyorum. Yazarsam, bütün bu dehşetin kelimeler dünyasında bir karşılığını bulursam bir parça hafifleyeceğim zannediyorum. Kelimeye dökülen acım bir taraftan hafifliyor Yazdıkça kendime ve bütün bu olanlara uzaktan bakabiliyorum çünkü. Uzaktan baktığımda ise başka bir zamanın, başka bir hayatın varlığına olan inancım pekişiyor. Kendi bedenini gören bir ruhum ben şimdi.
Reklam
''Bedenim de, ruhum da o kadar hasta ve yaralıydı ki, bütün dünya bir yükseliyor, bir alçalıyor gibi geliyordu bana...''
Sayfa 52
"Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım, fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir."
Ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi deniz gibi! Neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi Ortalık yerde durup dururken sevmiştim seni!
Sayfa 129Kitabı okudu
Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onların dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramofon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım.
Sayfa 124Kitabı okudu
Bazen düşünüyorum da, düşlerimi birleştirerek kendime kesintisizce akacak ikinci bir hayat kursam ne hoş olurdu, günlerimi düşsel konuklarla, uyduruk insanlarla geçireceğim, acısını da keyfini de yaşayacağım ikinci bir hayat. Öyle bir dünyada başıma felaketler gelir, büyük sevinçler üzerimde erirdi. Ve bana dair hiçbir şey gerçek olmazdı. Ama herşeyin kendine has, muhteşem bir mantığı olurdu, herşey haz verici bir yalanın ritmiyle akıp giderdi, herşey ruhumdan yapılmış bir şehirde olup biterdi, ruhum ise sakin bir trenle içimde çok uzaklara, çok uzaklardaki bir perona gidip kaybolurdu... Ve bütün bunlar hem dış hayattaki gibi, hem de Güneşin Ölümü'ndeki estetik gibi açık, kaçınılmaz olurdu.
Sayfa 164
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.