SAIDI NURSI ve TALEBELERİ
Bahtiyar bir ihtiyar var, etrafı sekiz yaşından seksen yaşına kadar bütün nesiller tarafından sarılmış. Yaşlar ayrı, başlar ayrı, işler ayrı. Fakat bu ayrılıkta gayrılık yok! Hepsi bir şeye inanmış: Allah’a! Âlemlerin Rabbi Allah’a! Onun ulu Peygamberine, onun büyük kitabına... Kur’an henüz nazil olmuş gibi,
Düşünce bir yolda derin derin,
O sevdaları.
Uzaktan bakınca düşünce yanlış yollara,
Amansız tutsak olur kara fikir böyle,
Düşünce yalan görüşle,
O karşıdan gelip geçerken.
Düşünce aklı susturmaz,
Ruhumun derinlerine gömülmüş, hatırı sayılır anılarım var ve bunlar tıpkı fırtınanın gücüyle dalgaların parça parça kumsala taşıdığı şu deniz yosunları gibiler.
Ey eski günler artık bana yaklaşmayınız,
Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına.
Bütün bir hayat bile değmez bir göz yaşına,
Ruhumun dalgaları, köpürüp taşmayınız.
Deniz ve ben bir yaz gecesi
Gümüşservi ufka uzanıyor
Gelip gidiyor dalgaların sesi
Kalbimi ruhumu huzur sarıyor
Gündüzden kalan düşünceler
Kaygılar cevapsız sorular
Kayboluyorlar birer birer
Hatta bu gece sanki yıldızlar
Sadece bana özel parlıyor
Kimse yok bir deniz ve ben
Martılar çoktan uyuyor
Bir yol gibi düşlerime giden
Gümüşservi beni çağırıyor...