Bilinçliliğin son anında bütün dünyevi hayat ruhun görüşü önünden geçiyor, ruh daha düşünecek zaman bulamadan beden ölüyor ve ruh korku içinde yargılanma yerinde duruyordu.
psike, öznellik, kişilik, bilinç vs.
...ilahiyatçıların yanılsaması olan ruhun yerine bilginin veya felsefi düşüncenin veyahut teknik müdahalenin nesnesi olan gerçek bir insan ikâme edilmemiştir. Bize sözü edilen ve özgürleştirmeye davet edilen insan, çoktan beri bizatihi kendinden daha derin bir tabi kılmanın sonucudur. Bir "ruh" onda ikâme etmekte ve onu, kendi de bizatihi iktidarın beden üzerinde uyguladığı egemenlik içinde bir parça olan varoluşa taşımaktadır. Bir siyasal anatominin sonucu ve aleti olan ruh; bedenin hapishanesi olan ruh.
Reklam
"Vay canına!" dedi huşu ve hayret içinde yüksek sesle. "Vay canına!" Sonra mırıldandı, "Vay canına!" Yağmuru fark etmiyordu bile. Vecd halindeydi, hayaller kuruyor, biraz önce yaşadığı sahneleri canlandırıyordu gözünde. Sonunda o kadınla karşılaşmıştı; kadınlar hakkında düşünmeye alışık olmadığı için pek düşünmediği,
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ruh, sürekli olarak, Allah’ı bilme, Allah huzurunda olma savaşı içinde olacaktır. Buna engel olmaya çalışan benlik içi veya ben ötesi bütün yâd varlıklarla savaşacaktır sürekli olarak ruh. Diriliş, ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan sürekli olarak başarılı çıkmak demektir.
Dünyada mutluluk bulamamışlar için cennet tasviri bir teselli değil midir?
“Ama,” diye itiraz ettim Bayan Delbene’e, “ruhun ölümsüzlüğü dogması bahtsızlar için teselli verici değil midir? Bir yanılsama olsa da, yumuşak, hoş bir şey değil midir? İnsanın kendine rağmen varlığını sürdüreceğine ve yeryüzünde kendisine çok görülmüş mutluluğu göğün kendisine bir gün bahşedeceğine inanması hoş değil mi?” “Aslında,”
Sayfa 95 - Fol, 2.Basım, Kasım 2022
Takva
Toparlayacak olursak takva, insanın içinde var olan bir bilinç ve vicdanında görülen bir haldir. Yönelimler ve ameller ondan yayılır. Bu sayede iç duygular ile gözle görülen davranışlar birlik içinde olur. Takva kişiyi kendi iç dünyasında ve dışa yansıyan davranışlarında Allah'a bağlar. Onunla birlikte ruh şeffaflaşır. Kendisi ile görünen ve görünmeyen ålemi kapsayan, bilinen ve bilinmeyenin birleştiği külli arasındaki engeller azalır. Ne zaman ruh şeffaflaşır, iç dünya ile dış dünya arasındaki perdeler kalkarsa işte o zaman gayba imân etmek hakikati örten perdelerin açılmasının ve ruhun gayb ile irtibata geçip onunla huzur bulmasının bir meyvesi haline gelir. Takva ve gayba imânın yanında dilediği şekilde Allah'a kulluk vardır. Bu kulluğu Allah Teâlâ kul ile kendisi arasında bir bağ haline getirmiştir. c-I/s-53
Reklam
Yanılgıların ve aldanmaların usaresi olmaksızın hayat, bir moda olmaktan çıkmış hayat, zihnin mahkemesi önünde hiçbir affa uğramayacaktır. Ama sonunda, bu ruhun kendisi de ortadan çekilecektir: Yokluk içinde bir bahanedir bu ruh, tıpkı hayatın da yokluk içinde bir önyargı olması gibi...
Metis YayınlarıKitabı okudu
Bütün meselelerde tesadüfün büyük rolü vardır ve ikinci bir tesadüf olan ölümümüz de, ilk tesadüfün lütuflarını uzun müddet beklememize izin vermez. Kaybettiğimiz kişilerin ruhlarının, daha ilkel bir varlığın, bir hayvanın, bitkinin veya cansız nesnenin içinde tutsak olduğu yolundaki Kelt inancını çok makul bulurum; bu ruhları gerçekten de kaybetmişizdir, ta ki, birçokları için hiç yaşanmayan bir gün, ruhun hapsolduğu ağacın yanından geçinceye, ruhu barındıran nesneyi tesadüfen ele geçirinceye kadar. O zaman ruh irkilip ürperir, bizi çağırır ve onu tanıdığımız anda büyü bozulur. Bizim tarafımızdan kurtarılan ruh ölümü yener ve bizimle birlikte yaşamaya başlar tekrar.
Sayfa 48 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Eflatun, Ziyafet'inde aşkı “güzel içinde tevlit" diye tarif eder ve onu ruhun ebedi kalmak arzusuna bağlar. İnsan ancak bunun sayesinde çocuklarında ebedi olarak yaşar. Bundan dolayı bütün canlılarda aşk vardır. Eflatun daha ileri gidip bunun ilk derece olduğunu, iyi bir ruhun vücut aşkından ruh aşkına, sonra ilim aşkına, en sonunda da mutlak güzellik aşkına erişmesi gerektiğini iddia eder. Onun için güzel, iyi ve doğru birbirlerinden ayrılmaz. Phédre'de görülen aşk da esas bakımdan buna benzese de müsüller (idée) kuramına bağlanmıştır. Güzel müsülünde ruhun daha önce içinde bulunduğu âlemin devamlı bir hatırası vardır ve bu âlemde üzerinde mutlak güzelliğin parladığı bir şey gördü mü, ona doğru atılır; ona, daha doğrusu ondaki mutlak güzelliğin yansımalarına âşık olur.
Ey insan! Bu kitabi sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranyumda değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiçbir
Sayfa 411 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Ama şu bir gerçektir ki, toplum da tıpkı insan gibidir. İnsanın şuur (bilinç) altında olduğu gibi, toplumun ruh derinliklerinde de, tâ ilk atalarımızdan beri gelip biriken, derinlerde uyuyan nice karanlık içgüdüler vardır. Bunlar, zaman olur, fırtınaların su yüzüne çıkardığı çamurlar gibi harekete gelirler. O zaman bilinç ve sağduyu; aklın ve mantığın değil, tarih öncesinden gelen, fakat içimizde yaşayan kaba, ilkel insanın dili ile konuşur. İşte zaman zaman toplum içinde toptan öldürmelere, kanlı zulümlere, yahut da nebilere, ululara, kahramanlara, halk adamlarına karşı suikastlara girişen insanlar, bu ruhun harekete geldiği, bu dili konuşan insanlardır. İnsanlık, çok defa, nebilerine, kurtarıcılarına karşı da vefasızdır.
Sayfa 251
«Nasıl görebilirdiniz ki Peder Habakkuk? Zihinleriniz hâlâ bulanık. Peygamberler kitabını açıyorsunuz, ama gözleriniz harflerden başka bir şey görmüyor hâlâ. Harfler ne ifade edebilir ki? Onlar, ruhun kendini içinde çığlık çığlığa boğduğu, hapishanenin kara demir çubuklarıdır. Harflerle, satırlar arasında, boş yerlerde bu ruh serbestçe dolaşır; ben de onunla birlikte dolaştım ve size şu haberi veriyorum: Keşişler, ilkin kanatlar geldi, sonra melek!»
Sayfa 104
Acı çekiyorum. Çünkü Ruh hayatın içinde değil. Hayat da ruhun içinde değil. Acı çekiyorum çünkü ruhum bir uzuv, ruhum bir çeviri, ruhum bir şeylerle yakınlaşma çabası.
Sayfa 225Kitabı okudu
"İnsanın kendi deneyimlerini reddetmesi, kendi gelişimini durdurması demektir. Deneyimlerini reddetmek, insanın kendi yaşamına yalan söyletmesi demektir. Ruhun reddedilmesi gibidir. Nasıl ki beden her şeyi, rahibin ya da bir hayalin temizlediği şeyler kadar bayağı ve kirli şeyleri de içinde eritir, onları hıza, güce, güzel kasların hareketine ve güzel tenin biçimlenmesine, saçın, dudakların, gözlerin eğrilerine ve renklerine dönüştürürse 'ruh'un da kendi besleyici işlevleri vardır; kendi başlarına aşağılık, acımasız ve alçaltıcı olan şeyleri soylu düşüncelere, anlamlı tutkulara dönüştürebilir, hatta bunlarda en saygın kanıtlarını bulabilir, aslında yıkıcı, lekeleyici olan şeyler aracılığıyla kendini mükemmel biçimde dışa vurabilir."
Sayfa 100Kitabı okudu
Raks...
...çü­rük vücudun içinde ruhun, tene egemen olmak, onunla birlikte karanlığın içine bir göktaşı hızıyla dalmak için savaştığı seziliyordu. Ruh vücudu sarsıyor, ama o düşü­yor, uzun süre havada kalamıyordu...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.