" Ruhunun canına kıyamadığım, gülüşünün kıyısında güneşi doğuran imkansızlığım, Sana nasıl sahip olacağımı daha da bilmiyorum artık.
Yaşadığın acının da tesellisi yok. Bak bu defa zaman bile dindirmez bu sızıyı. Daha ilk anda gözlerindeki acıya tutulduğum, bilinmezliğin zindanlarına ruhumu kilitlediğim, aç göz pınarlarını. Bak bu sondu, bunu da ağladıktan sonra bitecek. Bir daha söz veriyorum, bu kadar yanmayacak canın ki zaten bir daha yanmaz bu kadar. Gözyaşlarını öpmek istediğim, gözlerinde gökyüzü saklı bayım. Dalgalar kıyıya vururken ruhunu çöllere satmış, içi kan ağlarken dudaklarında güneşi doğuran, gözleri parçalı bulutlu sevgilim. Asla sahip olmayacağım en büyük hayalim..."
Sayfa 81Kitabı okudu
Her Alman, ruhunu doğar doğmaz şeytana
satmış olmalıydı. Güçlerinin sırrı burada
aranmalıydı. Kara kafeslerin tepesinde her
yanım ter içinde kalmıştım. Ne kadar çok
insandan nefret ediyordum ben de. Bir gün geri dönüp evlerini ateşe vermeyi, çocuklarıyla
hayvanlarını zehirlemeyi, onları dipsiz
bataklıklara çekmeyi kaç kez düşlemiştim.
İblislerin adamı olmuş, onlarla anlaşma
yapmıştım.
Geçen yıl İsviçre'de aydın bir insan siz nasıl bin yıllık tarihinizi attınız, diye bana hayretle, acıyarak sordu. İslâm sonrası bin yıllık aslında ondan öncede en az on bin yıllık bir tarihimiz var. Gene dünyada çok ünlü Fransız matematikçi arkadaşım Rene Thom, (yakınlarda vefat etti) 1960'larda Türkiye'yi eşiyle ziyaret etmişler, biz tanışmadan önce nasıldı? diye sorduğum zaman "Türkiye ruhunu satmış" demişti.
"Adam para için ruhunu şeytana satmış."
Sayfa 86 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Diyorlar ki: "Yüzü güzel kalsın diye ruhunu şeytana satmış."
