Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sudem

O l a b i l m e k... — Olabilemedin, koyu parıltılı gözlü sevgilim benim... — Ben v a rdım; sen, kendini y o k etmeyi seçtin. [...] [...] : işte, ben hâlâ v a r ı m; bütün acıları ölçüp biçip tartarak — sense, kayan bir yıldız gibi hızla uzaklaşıyor; son anda da dönüp bir göz kırpıyorsun, yalnızca...
Sayfa 38
Reklam
Anlamlar hep yavaş oluşur benim kafamda -hani, bi­liyorsun: önce "yavaş yavaş", sonra "paldır küldür"!... -Ve, tersi... Bir de, beni "tahmin edemeyeceği[m] kadar özlediği [n]i" söylemeni katmalıyım işe... - Nasıl zor bir yol, bu yürüdüğümüz, nasıl engebeli, belalı!
Sayfa 25
Tutkulu insanlar, tutku başını alıp gittikten sonra, kısa bir süre mutsuz olup hemen ardından tutkunun yerine bir avuntu koyabiliyorlar. Kedi bir tutkudur. Aynı zamanda bir avuntu! Bir kez kediniz olduysa, sayıları azalıp çoğalabilir ama her zaman bir kediniz olacaktır.
Sayfa 20

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kişi bir bunalıma tanık olduğunda, hemen kendine acımaya başlıyor. Derdini anlatan insandan daha mı mutsuzum; o kötü durumdaysa, ben ne haldeyim? ve benzeri sorgulamalar devreye giriyor.
Sayfa 7
En yakın yabancı sendin, Daha sürülmemişken ışığın biberi yaramıza, Yaslanırken boşlukta duran bir merdivene henüz. Güzdü sonsuz bir çöle takılan bakışımız, ilkyaz derken —kışı gözden kaçıran yüzlerce eller yukarı, saygı duruşlarımız en güçsüz kollarla— çözüldü aşkın zarif ilmeği bulandı aynalar duruluğu. Çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık olduğunu... Yabancıların en yakınıydın sen!
Sayfa 112
Reklam
Ağlardın. Bir yıldızcık için, erirdi buz, sıcakça göz çevresinde. Örtünmezdin. Artık her inatçı anlayışsız için, daha başıboş, daha serseri olmaya... Görülmezdi. Ne öncesi yaşın ne sonrası. Anında; hepsi ölüydü. Kırılırdı. Kırılgan yapı açık tehlikeye. Kalırdı öyle. Çırpınarak bir daha yaşam için, Yitirilirdin. Yiterken o boşlukta sonrasızca. Bilinemezdi asla, yazgısı buzulun, Kör gözüyle bakan dünyada.
Sayfa 83
Hatıranın yaraları, dedi. Hayal gücünün yaraları, dedim. Kalbimizde dünyanın bütün karıncaları Tenimizde pul pul gülümseyen bir sarı zaman Ağlamadan konuştuk ilk kez.
Sayfa 107
Ey gövdede çiçeklenen zaman Kendini sevmeden kimseyi sevemezmiş insan.
Sayfa 101
"Nereye bakarsan bakayım Sen uzaklaşıyorsun." On dört yıldır unutuyorum On dört yıldır sürüyor incinme. Saat pişmanlıkta durdu Bir boğuk su topuklarda arzu.
Sayfa 95
Parmaklarının kandilleriydi Sabah diye boşluğa saldığım rüya Boncuklu cümlem Güzel söz yetmiyor taşın çiçeklenmesine Başlıyor başkalarının zamanı Alnımda gökyüzü hecesi bir kırık mavi Kapatıyorum bütün pencerelerimi.
Sayfa 94
Reklam
Yaşamadıklarımızın hatırası, dedi Elindeki kitabı uzatarak.
Sayfa 57
Sözüm ağzında kaldı Kime ne söylersen söyle Benden başlayacak cümlen.
Sayfa 56
Sevgilim Hangi acıyla yaprak dökersek dökelim İnsan kendini seveceği bir dünya buluyor...
Sayfa 49
Zaman sayılmıyor sevgilim Hayat Kaf dağının ardına çekildi Çiy taneleri kumlarda birer Leyla masalı Yıldızlar başka avuçlarda terliyor Kimse kendinden bir yere gitmiyor Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
Sayfa 47
Derin uçurumlar üzerinden sevdin beni.
Sayfa 20
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.