Rumeysa Kızmaz

176 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Ikıgai, Japonca “iki”; yaşam, hayat anlamına gelirken, “gai”; etki, sebep, yarar anlamına geliyor. Bu iki küçük kelimenin birleşiminden ortaya “yaşama sebebi” anlamı çıkıyor. Yaşama sebebi olarak çevirisi yapılan ikigai kelimesini Japonlar “sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey” diye çeviriyor. Yani japonlara göre herkesin bir ikigaisi (yaşama sebebi) var ve japonlar ikigaisini bulan insanın mutlu ve uzun yaşayacağını düşünüyor. Bu ıkıgai sevdiğiniz herhangi bir şey olabilir; resim yapmak, kitap okumak,yemek yapmak veya şarkı yazmak,öğretmenlik yapmak vs. vs. Peki neden japonların uzun ve mutlu yaşama sırları? Çünkü japonlar hayatları boyunca çalışmayı seven, kendisine hep bir uğraşı bulmuş insanlar. Zaten Japon kültüründe emeklilik kelimesi yok. Sağlığına çok dikkat eden neredeyse her gün balığı, yeşil çayı fazlasıyla tüketen insanlar. Teknolojinin üst safhada olduğu yer Japonya. Böyle olunca da ortalama yaş ömrü uzuyor. Ama bir o kadar da asosyal, içine kapanık insanlar. Bu nedenle intiharın da en çok olduğu yer de Japonya. Buraya kadar herşey tamam güzel, fakat kitabın uluslararası en çok satanlar da yer almasına, abartılmasına anlam veremedim. Kitapta yazılanlar çoğu insanın zaten az çok bildiği şeyler. Stresten uzak durmak, az uyumak az yemek, spor egzersiz yapmak, balık ve yeşil çay tüketmek, sebze yemek ve kendimize meşgul olabileceğimiz bir şeyler bulmak. Kitabın genel içeriği bu şekilde. Zaten sonrası hep bir döngü. Bilgi verici bir kitap, gereksiz olduğunu söyleyemem ama geneli zaten bilinen ve uygulanmayan şeyler. Kısaca boş zamanlarda okunulabilir.
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam SırrıFrancesc Miralles · İndigo Kitap · 202018,9bin okunma
Reklam
302 syf.
9/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Michel De Montaigne, önceleri hukukla uğraşsa da babasının ölümüyle, dört çocuğunu bebekken kaybetmişken, onca sıkıntı ve dert üstüne fikirlerini kağıda dökmeye başlamıştır. “Ben kitabımı yaptığım kadar da kitabım beni yaptı.”der Montaigne. Tüm hayatını bu kitabı yazmaya adamıştır. 1780 yılında ünlü “Denemeler” yayımlanır. Edebiyat çevrelerinin yeni tanıştıkları Denemeler kısa sürede çok okunan kitapların başından gelir. Dünya edebiyatının önemli kalemleri deneme alanında da eserler vermeye iten Montaigne’inin bu girişimi sayesinde olmuştur. Klasik okuyacaksam ağır gelmesin diye mutlaka araya farklı bir roman türü eklerim. Sanırım bundan daha yeni sıra geldi Denemeler’e. Aslında ismi Denemeler’dir ama daha çok sohbet havasındadır yazdıkları. Çayını alıp oturup Montaigne ile samimi sohbet eder gibi... Bazen hayattan kesitler, öğütler, nasihatlar bazen de hayatın gerçeklerini çarpa çarpa yüzümüze vurur. Hayattan ders almamızı sağlayacak sözleri vardır. Klasiklerde belki de akla ilk gelenlerdir “Denemeler”. Bir yazarın hayatı boyunca emek verdiği bir kitap. Emeğini anlıyorum ama keşke daha çok kitabı olsaydı diye düşünüyorum, daha fazla eserler hayata katabilseydi diyorum.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,3bin okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kor adası, Kimberley Freeman 'ın bu zamana kadar okuduğum kitaplarının arasında en beğendiğim kitabı oldu. Okuyucuyu bu kadar içine çekmesi, belki de toplumumuzun kadına verdiği değerle benzer özelikler taşıdığı içindir. Oysa bir kadına verilecek en önemli değer sevgidir. Ama maalesef yıllar geçtikçe değişen bir şey olmamış, hatta kadına şiddet ve
Kor Adası
Kor AdasıKimberley Freeman · Arkadya Yayınları · 20151,556 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
J. D. Salinger, 1919 tarihinde New York'ta dünyaya geldi. 1951 yılında başyapıtı "Çavdar Tarlasında Çocuklar" adlı kitabı basılmıştı. Kitap başta eleştirmenler tarafından tutulmasa da okuyucuların ilgisini çekmişti. Asi ve sorunlu bir genç olan "Holden Caulfield" ağzından yazılmış, kitap bazı ülkelerde içerdiği argo dil yüzünden yasaklanmıştı. Hiçbir zaman doğrulanmasa da Salinger'in bakış açısının kitaptaki karakter ile benzeştiği söylenmekteydi. J. D. Salinger, bu kitabının tanınmasından sonra çok az sayıda eser vermiştir. Çavdar tarlasında çocuklar, yorumları öve öve bitirilemeyen, şöyledir böyledir diye anlatılan, büyük beklentiler için de başladığım bir kitap oldu. Ama malesef ki beklentimin altında kaldı ve bir o kadar da sıkılarak, kendimi zorlayarak kitabı bitirdim. Kitabın adı bir çocuk kitabı gibi gözükse de için de bolca argo kelime bulunuyor. Kitabın dili ve hikaye örgüsü de hoşuma gitmedi. Zaten "Her klasik kitap güzeldir" algısını yanlış buluyorum. Bir kaç seçkin kişi kitabı beğeniyorsa, sanki bizde beğenmek zorundaymışız gibi... Sanırım bu kitabın tek sevdiğim yanı Holden'in dobralığı ve bazen doğruları söylemesi oldu. Mesela şu alıntı gibi: " Tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ''Tanıştığıma memnun oldum'' demek beni öldürüyor. Ama hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız."
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202158,9bin okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Talha Uğurluel, 1997 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesinin Tarih bölümünden mezun olmuştur. 8 yıl Özel Radyolarda tarih programları yapmıştır. Osmanlı'nın kalbini bekleyenler kitabını 2015 yılında çıkarmıştır. Osmanlı'nın kalbini bekleyenler, tarihimize, tarihi yapılarımıza sahip çıkmayışımızın kanıtıdır. Kitap boyunca çoğu yeri söve söve, kızarak ve biraz da üzülerek okudum. Kızgınlığım Talha Uğurluel'e değildi. Tarihi katliam yapan kişi ve kişilereydi. Nasıl oluyor da 300, 600 yıl önce imkanları kısıtlı bir şekilde, insan gücüyle ne emekler, ne çabalar uğruna yapılmış devasa yapıtları, şaheserleri gözü kapalı yıktırabilmişlerdi. Üstelik amaç sadece tarihi yapıtlar değildi, amaç tarihimizi unutturmak, geçmişi sildirmekti. Hem de ne uğruna? Taht kavgaları, hırs, çıkar uğruna... Bize kalmayacak bir dünya uğruna... Ne demişti Sultan Süleyman, “Ben ölünce bir elim tabutun dışında olsun! Halkım görsün ki Sultan Süleyman bile bu dünyadan eli boş gitmiştir" Evet, koskoca Sultan Süleyman bile bu dünyadan eli boş gitmişti.. Talha Uğurluel'in okuduğum ilk kitabı. Akıcı ve anlatılış tarzı yalın olduğu için, ben tarihi seven bir insanım ama tarihi hiç sevmeyen insanların bile sıkılmadan okuyabileceğini düşünüyorum. Resimli olması da buna bir sebep tabi. Merakımızı gideriyor, yazılarla bütünleşiyor. Aldığım her bilgi beni mutlu etti. Ve iyi ki de okumuşum diyorum...
Osmanlı'nın Kalbini Bekleyenler
Osmanlı'nın Kalbini BekleyenlerTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 2015554 okunma
Reklam
306 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ölmek için on üç neden, Jay Asher 'in ilk kitabı. Yazarımız, kitabı yazma fikrinin bir müzede geldiğini, rehberin kulaklıktan gelen mekanik sesin onu ürperttiğinini söylüyor. Ona ilham veren kişi sayısı 13 olduğu için de bu sayıyı kullanıyor. Malesef dizisini izledikten sonra kitabından uyarlama olduğunu duydum ve kitabını da okumaya karar
Ölmek İçin On Üç Sebep
Ölmek İçin On Üç SebepJay Asher · Artemis Yayınları · 20173,582 okunma
536 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
"Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim." Uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir kitap olacak sanırım, Nar Ağacı. Yazarın üslubu ve anlatılış tarzı çok hoş. Tarihi yerler ile beraber betimlemeler bütünleşmiş, betimlemeler fazla olsa da insanı yormuyor. Karakterlerin naifliği, samimiliği çok hoşuma gitti. Hikaye, yazarımıza Taht-ı Süleyman'dan gelen bir mektupla başlıyor. İran asıllı dedesi Setterhan'ın asıl hikayesini öğrenmek isteyen yazarımız, bizi 30 yıl öncesine Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul arası yolculuğa çıkarıyor. Zaman da bir ileri bir geri gittiğimiz de, Setterhan'ın bu ihanet dolu, acılı yollardan mutluluğa erişine şahit oluyoruz. "Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun. " demiş Mevlana. Sanırım bu söz, bu hikayeyi özetliyor. Hayatta böyle değil midir, aslında hayır bildiklerimiz de şer, şer bildiklerimiz de bir hayır vardır.(Bakara: 216) Her şeyin bir nedeni vardır. Yeter ki sabretmek, üzüntüleri bir deneyim olarak görmek gerekir. Ben bu kitaptan kendime çok şey kattım. Çok beğendim ve sevdim. Okumak isteyenlere tavsiyemdir.
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,1bin okunma
336 syf.
4/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Gümüş Gözyaşları, açıkçası beklentimi karşılamayan bir kitap oldu. Kitabın kapağı çok güzel, yazarımızın dili akıcı ve duru olmasına rağmen konusu çok sıradan ve basit. Sanki kitabı okurken, bir yeşilçam filmi izler gibi oldum. Çoğu yer sıkıcı, sonu tahmin edilebilir bir şekildeydi, hiç sürpriz olmadı. Kısaca konusuna değinecek olursak; Evli ve iki çocuk sahibi Mikaela, talihsiz bir kaza sonucu komaya girer. Kocası Liam, günlerini karısının baş ucunda oturup ona hatırlarını anlatarak geçirmekte, bir mucize, bir umut ışığı görmek için dua etmektedir. Fakat daha sonra karısının geçmişine dair sırrını öğrenmektedir. Mikeala ilk evliliğini dünyaca ünlü film yıldızı ile yapmıştır ve görünüşe göre onu hiç unutamamıştır. Liam karısını uyandırmak için her türlü yolu deneyecektir. Kristin Hannah'ı severim ama doğruları da söylemek gerek, sanki yazılmak için yazılmış zorlama bir kitap gibi olmuş. Bu yüzden boş zamanda okunabilir ama okunmasa da olur benim gözümde.
Gümüş Gözyaşları
Gümüş GözyaşlarıKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20161,214 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Hangimiz gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz halde hayaller kurmuyoruz ki? Hayal, yaşamda umut etmenin bir parçasıdır. Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterde ki iki mevsimlik işçinin karın tokluğuna çalıştığı, hep küçük bir tarla satın alıp hayaller kurduğu ve bir gün gerçekleşeceğine inandığı dostluk ve dayanışmayı anlatır. Fareler ve İnsanlar, popüler olmasına rağmen hep ertelediğim ve okumaya geç kaldığım kitaplardan. Yazarımızın, samimi bir dil ile genel olarak hayatımızda ki güncel sorunlara; ırkçılık, aşağılama, zenginin fakiri sömürmesi, güçlünün zayıfı ezmesi kavramlarına değinmesi güzeldi. Zaten bana bir şeyler öğreten ve bir şeyler katabilen kitapları severim. Karakterler arasında geçen diyaloglar etkileyiciydi. Özellikle kitabın şu kısmı beni çok etkiledi ; " İnsanın yanında olacak birine ihtiyacı var... İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun...İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır. " Genel olarak popüler olmanın hakkını vermiş ve aldığı ödülleri sonuna kadar hak etmiş bir kitap. Kesinlikle okunması gerekenlerden :)
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023170,7bin okunma
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Zümrüt Şelaleleri, Kımberley Freeman'ın Kır Çiçeği Tepesi'nden sonra okuduğum ikinci kitabı. Kitabın adı, kapak resmi, kitapta geçen mekan ve yerler çok ilgi çekici. Kitapta geçen konunun kış ayında geçmesi de ayrı bir güzellik katmış. Yine iki ayrı zaman, iki ayrı hikaye olarak anlatılan bu kitap, aslında sonu çokta sürpriz bir şekilde bitmedi desem yeridir. Kısaca kitabın konusuna değinecek olursak; 1926 yılında Zümrüt Kaplıca Oteli'nde çalışmaya başlayan Violet, artık çalışacak durumda olmayan annesine bakmakla yükümlü bir kızdır. Otel de aşık olmaması gereken ünlü Honeychurch - Black ailesinin varisine gönlünü kaptırır. Bir gece kuvvetli kar yağışı ile tutku dolu aşkları da kara gömülür. 2014 yılı Zümrüt Kaplıca Oteli'nin karşısında bir cafe de çalışan Lauren Beck, eski otelin restorasyonuyla ilgilenen bir mimarla tanışır. Bir gün Lauren, 1926 yılından kalan gizli mektupları keşfeder. Ancak keşfi bununla da sınırlı kalmaz. Lauren, zamanla seksen yıldır gizli kalmış bir sırrı ortaya çıkaracaktır. Başta bu kadar büyük umutlarla başladığım bir kitap olmasa da gerçekten beklentilerimin üstünde çıktı diyebilirim. Olayların sıralanışı çok iyi. O dönemlerin sorunu, alt tabaka üst tabaka, zengin fakir ayrımı, ailelerin mirastan ve soyadından reddetme ile sonucun kötü bir şekilde sonuçlanması, aslında bilindik ama acı verici bir olay. Bu yüzden kitabın sonunu tahmin etmesi zor değil. Ama yine de benim gözümde, sıcacık bir hikayesi ile sevilerek okunacak ve hatırlanacak kitaplar arasında.
Zümrüt Şelaleleri
Zümrüt ŞelaleleriKimberley Freeman · Arkadya Yayınları · 20161,286 okunma
Reklam
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Hayatımız da çekilecek ne "Çile" varmış meğer... Neden bu yazara bu kadar geç kalmışlığım var bilmiyorum ama ayıp etmişim. Çile, Necip Fazıl Kısakürek'in okuduğum ilk eseri, şiir kitabı. Şiir denilince; çoğumuzun aklına ilk olarak, aşk ve aşka yazılan romantik dizeler gelir. Yine içinde aşka dair dizeler var ama çoğunlukla o bildiğimiz "aşkımmm, hayatımın anlamı.vb" gibi vıcık vıcık olarak ifade edilen aşk değil, maneviyat olarak aşk, Rabb'e olan aşk... Dizelerin her bir cümlesinde ayrı bir anlam, ayrı bir öğüt gizli. Sözleri, düşündürüyor. Ağır ağır, sindire sindire okunması gereken kitaplardan. Okudukça değerlerimizi, maneviyatımızı hatırlatıyor. Söylenecek pek fazla bir şey yok zaten. Üstadın kaleminden inciler diyelim. Şiir sevmeseniz bile, okumanızı tavsiye ediyorum. İyi okumalar :)
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 201820,9bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Simyacı, 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, dünyanın en çok satan kitaplarından, Paulo Coelho'nun üçüncü romanı. Konusu, gezgin olmak isteyen ve mutluluğu dünyanın farklı yerlerinde bulacağına inanan çoban Santiago’nun hazine bulmak için İspanya’dan Mısır piramitlerine olan yolculuğunun hikayesini anlatıyor. Simyacı, zaman zaman öğütler veren, aslında hazinenin insanın yüreğinde olduğunu vurgulayan çok güzel bir roman. Anlamak isteyene güzel şeyler vereceğine, her insana bir şeyler katacağına inanıyorum. Genel olarak, Küçük Prens kitabıyla benzer özelliklerinin olduğunu düşünüyorum. Yabancı bir kitapta, müslüman karakterlerin olması da hoşuma gitti. Yani kısaca herkesin okuması gereken kitaplardan biri. Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar dilerim :)
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206bin okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
"Savaş, herkesi mağdur eder." diye vurgular yazarımız. Savaşın, kazananı yoktur, olmamıştır. 1938 yılı sonbaharında başlayan savaş, Almanya'da Hitler'in zamanına denk gelir. Savaş , Hitler'in yahudileri katletmesiyle beraber birbirini seven iki genç, Cristine ile Isaac 'ı ayırır. Savaş sadece yahudileri ve inançları yüzünden ayrı düşen Cristine ile Isaac'ı değil, Almanya'nın kendi halkına da büyük kayıplar ve acılar getirir... Erik ağacı, uzun zamandır çok övülen bir kitap. Bu kadar övülen bir kitabı haliyle merak ettim ve okumaya karar verdim. Yazarımız, gerçekten savaşın acılarını ustaca bir dille okurlarına aktarmış olsada, kitapta bana göre aşırı gereksiz uzatmalı yerler vardı. Savaş konulu kitapları zaten çok seven biri değilim, üstüne birde yazarın gereksiz uzatmalı yerleri olunca sıkıldığım zamanlar oldu. Kitap kötü diyemem ama bu kadar abartılacak bir kitap olduğunu da düşünmüyorum. Savaş tarzı kitapları sevenlerin beğeneceğine eminim. İyi okumalar dilerim :)
Erik Ağacı
Erik AğacıEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20162,953 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Sarah Jio' nun bir çok kitabını okudum. Belki de bu kitap çok duyulmayan , ama beni bir o kadar da etkileyen kitaplarındandı. Hayat, aslında tam bitti dediğimiz noktada başlar. Yazarımızın da dediği gibi; Acı ne kadar derinde olsa da zamanla tüm çiçekler güneşe döner yüzünü... 1950'li yılların başlarında Gündüzsefasının süslediği bir yüzen evde
Gündüzsefası
GündüzsefasıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201410,1bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İlhami Algör'ün değişik bir üslubu var. Alışmak ve adapte olmak bayağı uzun sürüyor. Zaten bu değişik üslubu kitap isimlerinden de anlayabiliyoruz. Yazarın ilk kitabı Fakat müzeyyen bu derin bir tutku'yu severek okumuştum. Seriyi devam ettirmek istedim ve ikinci kitabından devam ettim. Ama üzgünüm ki ikinci kitabı hiç hoşuma gitmedi. Okurken gerçekten zorlandım. Bence yazarın da bayağı kafası karışmış belli ki, kitabın konusu yoktu. Yazar oradan girmiş, buradan çıkmış. İlhami Algör, kitabın arkasında da bunu kendisi belirtmiş zaten. Üçüncü kitabını okuyacağımı sanmıyorum. Okuyacak olanlara iyi okumalar dilerim :)
Albayım Beni Nezahat ile Evlendir
Albayım Beni Nezahat ile Evlendirİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 20201,496 okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.