Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Sayfa 231 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
"Sürgün" , Rusların doğal Müslüman öldürme yöntemi!!!
Ruslar sâir Müslümanlara yaptığı gibi Ahıska Türkleri'nin de ulemâsını şehit ettiğinden ya da Sibirya'ya sürdüğünden başsız kalan halk, Sovyetler çöktüğünde sadece Müslüman olduklarını biliyordu.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
Halk için ha! Bu halk kendi geleceğini biliyor! Bu halk kendi geleceğini yüzlerce yıl önce kendi sıcak kanıyla mühürledi. Onun geleceğini senin haydut Ruslar'ın değiştiremezler. Anladın mı? Bu halk yaşayacaksa yalnız ve yalnız hür olarak yaşayacaktır; esir olarak değil, yok! Esir olarak değil! Kalk da git, bunu Ruslar'ına söyle!
Sayfa 142Kitabı okudu
Moskova'da ikiyüzden fazla kilise olduğu yanıtını alınca, "Neden bu kadar çok kilise var?" diye sordu. Balaşev, "Ruslar çok dindardır," diye yanıtladı. Napolyon, " ama çok sayıda manastırın ve kilisenin olması daima halkın geri kalmışlığının göstergesidir…" dedi.
İnadına MOSKOF...
-"Ruslar pek kindardırlar. Hele Moskof tabirine çok kızarlar...
Sayfa 120 - Müslümanız Diye Bize DüşmanlarKitabı okudu
İçlerinde en konukseverleri Azerbaycanlılardı. Verdikleri bir akşam yemeği sırasında Ukraynalılarla Sovyet Ruslar bir masa çevresinde toplandılar. O sırada Rus elçisi Aralov ayağa kalktı. Madam Gaulis’in de anlayabilmesi için Fransızca konuşarak Fransızlara alabildiğine saldırdı. Onları, Sovyet Devrimi karşısında güttükleri siyaset yüzünden mazlum milletleri ezmekle suçladı. Gazi, verdiği Türkçe cevapta, elçinin iddialarını ustalıkla çürüttü. Ortada ezenler ve ezilenler diye bir şey olamazdı. Yalnız ezilmeyi kabul edenler vardı. Türkler ezilmeye razı olmamışlar, kendi işlerini kendileri görme yolunu seçmişlerdi. Öteki milletler de böyle yapmalıydılar.
Reklam
Çayı kim keşfetti? okuyacak olana allah sabırlar versin :D
Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi. Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan
‘Tarlalar’ ülkesi Polonya
“Polonya’nın Almanya sınırına sadece altı kilometre uzakta ve küçük bir kasaba olan Kozlowa Gora’da yaşıyorduk. Komşularımızın çoğu Alman kökenliydi. Okulda Almanca öğrenmeye başladık. Ve bu dili kasabadaki tabelalarda görmeye ya da insanları Almanca konuşurken duymaya alıştık. Soyadımız ‘Gut’ olduğu için, çoğu insan bizim Alman kökenli olduğumuzu varsayıyordu ama ailem son derece vatanseverdi. Biz Polonyalıydık. Bundan gurur duyacak şekilde yetiştirilmiştim. Okuldaki Tarih dersi bana, yüzyıllar boyunca batıdan Almanlar, kuzeyden İsveçlilerle Litvanyalılar, doğudan Tatarlarla Ruslar, güneyden de Macarlar tarafından defalarca işgal edilen ülkemin acıklı tarihini öğretmişti. Güzel Polonya, adı ‘Tarlalar’ anlamına gelen bu ülke, Avrupa’nın en elverişli tarım alanına sahip ülkesiydi ve bu diğer ülkeler onun hasadını toplamak istiyorlardı. Biz Polonyalılar, toprağımıza el atmaya hazır ülkeler tarafından çevrelendiğimizin farkındaydık. Bu bilinç, ülkemize ve kimliğimize daha da sadakatle bağlanmamızı sağlıyordu.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.