135 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Oldukça güzel bir tarihi araştırma eseri. Bizans İmparatorluğu'nun milattan sonra 330 yılında kuruluşundan 1453'teki yıkılışına kadar geçen süredeki dini, askeri, siyasi, ticari gelişmeleri detaylı bir şekilde anlatıyor. Hristiyanlık dininin imparatorlukta gelişmesi, Araplar, Persler, Türkler, Bulgarlar, Sırplar, Ruslar, Cermen kavimleri, Hunlar ve Avarlar gibi düşmanları ile olan mücadelesi, verdiği tavizler, hanedanları, İstanbul'un gelişimi, Ortodoksluğun gelişimi, hukuk, medeni hayat ve askeri durum hakkında pek çok detaylı bilgiyi bize sunuyor. Her ne kadar Türkler hakkında ön yargılı olsa da bazı noktalarda farklı bir bakış açısı sunduğu için okunabilir bir kitap.
Bizans Tarihi
Bizans TarihiPaul Lemerle · İletişim Yayıncılık · 201951 okunma
‘’ Ruslar fezaya ilk füzeyi atıp içine Laika adlı bir köpek koydukları zaman, hayvana böyle işkence yapılır mı diye Amerika'da kıyametler kopmuştu. Oysa ki Laika dünyaya sağ salim dönmüştü. Aynı Amerikalılar kendi vatandaşları olan Zencileri öldürürken soğukkanlı idiler. Hele Kıbrıs'ta Türkler’in ölmesi, öldürülmesi, açlığa mahkûm edilmesi kıllarını kıpırdatmamıştı. Demek ki Laika'yı kanları çekmişti.’’
Reklam
‘’ Atom sırlarının Ruslar'a satılış şekli ise millî ve vatanî ahlâklarının örneğidir. Sözün kısası Amerika bir rezaletler ülkesidir. (...) Amerika'da olup da başka yerde olmayan şeyler yalnız rezaletle cıvıklıktır. Neden böyle? Çünkü henüz millet olamadılar. Amerika büyük değil, iridir. Avrupa'dan giden maceracı, serseri, katil, hırsız güruhu ile bu güruhun kadın ihtiyacı için idhal olunan malum seviyedeki dişilerin neslinden geldikleri için böyledirler.’’
379 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Uzay efsanesi serisinin ikinci romanı. Oldukça güzel bir devam romanı. Dave Bowman kayıptır ve Heywood Floyd da işi bırakıp bir üniversiteye rektör olmuştur. Ancak, Jüpiter civarında başıboş duran Discovery tehlikededir ve Ruslar Leonov adlı bir gemi ile araştırmaya gidecektir. Floyd da gemiye biner. Walter ve Chandra adındaki HAL'i icat eden adam da yanındadır. Yolculuğun ortasında Çinlilerin de Tsien adlı bir gemi ile gizlice Jüpiter'e gittiği anlaşılır. Tsien yok olur ve Rus-Amerikan işbirliği ile Discovery bulunur ve HAL iyileştirilir. Ancak bazı sorunlar vardır. Siyah taş ortadan kaybolmuştur ve Dave Bowman, enerji olarak Heywood ve diğer insanlar ile iletişim halindedir. Çok kısa süre içinde Jüpiter yörüngesinden çıkmaları gerekmektedir. Yoksa büyük bir felaket olacaktır. Uzaydayken ailesi dağılan Floyd'u gemi kaptanı dinleyecek midir? Leonov başarılı bir şekilde dünyaya dönebilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
2010 : Uzay Efsanesi 2
2010 : Uzay Efsanesi 2Arthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 2001166 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Eserde zaman 2. Dünya Harbi yıllarıdır. Eserin ana karekteri Sadık Turandır. Eserin türü için anı diyebiliriz.Olaylar Sadık Turan çevresinde gelişir. Cengiz Dağcı ile Sadık Turan arasında ortak özellikler vardır: İkiside Kırım Tatar Türküdür. Kırımın Kızıltaş köyünde doğmuştur. Almanlara esir düşmüşlerdir. Eserde Kırım Tatarların çektikleri zulümler, acılar anlatılır. Ruslar burada yaşayan halkı rahat bırakmamış, köylere baskın düzenleyip halkın canına kastetmişlerdir. Camileri yıkmışlar. Türklere Türkçeyi unutturmaya çalışmışlardır bunun için sık sık alfabe değiştirmişlerdir. İnsan canının pahasına da olsa vatanı için mücadele etmelidir. Bir milleti ayakta tutan dili ve dinidir. Bir millet diline sahip çıkmazsa asimile olur başka milletlerin boyunduruğu altında yaşamaktan başka çaresi yoktur. Peyami Safanın sözüyle dilin önemini vurgulayabiliriz: "Dilini kaybeden millet bir millet herşeyini kaybetmiş demektir." Bu din içinde geçerlidir. Milli benliğimizi korumamız için dinimizi ve dilimizi korumalıyız. Ruslar Kırım Tatarlarının diline, dinini yok etmekle onların vatanlarını parçalamaya çalışmışlardır. Kırım Tatarlarının çektikleri acıları, işkenceleri hakkında bilgi sahibi olmak için okunması gereken kitaplardan biri.
Korkunç Yıllar
Korkunç YıllarCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20192,291 okunma
1918 yılı Sonbaharı'nda Filistin'de bulunan İngiliz askerlerinin sayısı neredeyse 500.000 iken, bu cephedeki Türklerin sayısı 70.000 kadardı. Bu askerlerden de elinde tüfek bulunanların sayısı 30.000'i ancak buluyordu. Filistin cephesindeki asker sayısı kadar İngiliz askeri, Mezopotamya'da 30.000 ve daha az sayıdaki Türk askerine karşı savaşıyordu. 1.000'in üzerindeki İngiliz topu Türklerle savaşılan cephelerde kullanılıyordu. Kafkas Cephesinde görevli Rus asker sayısı 1916 yılı Eylül ayında 700.000'i bulurken bunlardan 270.000'i muharip gücü idi ve Ruslar bu cephede 540 topla yer alıyorlardı. Aynı cephede Türkler, 344.000 asker ve 98.000 tüfekle Rusların karşısında yer alıyorlardı. Burada ifade edilen söz konusu rakamlar bile Türklerin kendilerinden çok daha üstün olan rakiplerini savaş cephelerine bağladığını ve onları Orta Avrupa'nın muharebe meydanlarından uzak tuttuklarını ispatlıyor.
Sayfa 146
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.