Şimdi kaf dağıdır benim adım, bir o kadar uzak bir o kadar heybetli...
Çehreme yansıyan hilal, damıtılmış ömrüme ne fısıldar.
Hangi rüzgarın savrulmasıyım bilmem,
çağın nal sesini duymaktayım.
Burnumun direğini sızlatan bu mana;
Gönlümde kabaran senin adın!
Senin adın!
Eyy... Kırgın bir o kadar umutlu Kudüs...
Bakma öyle bir-kör düğüm gibi