Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
RÜ'YADA BİR HİTABE
Meali ve hatırda kalan elfazı aynendir. 1335 senesi eylülünde, dehrin hâdisatı verdiği ye's ile şiddetle muzdarib idim. Şu kesif zulmet içinde bir nur arıyordum. Manen rü'ya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rü'ya-yı sadıkada bir ziya gördüm. Tafsilatı terk ile, yalnız bana söylettirilmiş noktaları kaydedeceğim. Şöyle ki: Bir cum'a gecesinde nevm ile âlem-i misale girdim. Biri geldi dedi: -Mukadderat-ı İslâm için teşekkül eden bir meclis-i muhteşem, seni istiyor. Gittim gördüm ki, münevver, emsalini dünyada görmediğim, selef-i sâlihînden ve a'sarın meb'uslarından her asrın meb'usları içinde bulunur bir meclis gördüm. Hicab ettim, kapıda durdum. Onlardan bir zât dedi ki: -Ey felâket, helâket asrının adamı, senin de re'yin var, fikrini beyan et! Ayakta durup dedim: -Sorun cevab vereyim. Biri dedi: -Bu mağlubiyetin neticesi ne olacak, galibiyette ne olurdu? Dedim: -Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazan saadette felâket olduğu gibi, felâketten dahi saadet çıkar. Eskiden beri i'la-yı kelimetullah ve beka-yı istiklaliyet-i İslâm için farz-ı kifaye-i cihadı deruhde ile, kendini yek-vücud olan âlem-i İslâma fedaya vazifedar ve hilafete bayraktar görmüş olan bu devlet-i İslâmiyenin felâketi, âlem-i İslâmın saadet-i müstakbelesiyle telafi edilecektir. Zira şu musibet, maye-i hayatımız ve âb-ı hayatımız olan uhuvvet-i İslâmiyenin inkişaf ve ihtizazını hârikulâde ta'cil etti. Biz incinir iken, âlem-i İslâm ağlıyor.