Zekasına, düş gücüne, bilgi birikimine, kalemine hayran olduğum, severek okuduğum yazarlardan biri, her kitabı bambaşka bir dünyaya sürüklüyor okuyucuyu ve ben her kitabın sonunda vay be neydi bu demekten alamıyorum kendimi.
Herkes rüya görür, kimisi hatırlar, kimisi hatırlamaz ama istisnasız herkes rüya görür. Bu rüyaların bazılarını çok net hatırlamayız, bazılarını da o kadar net hatırlarız ki etkisinden çıkamayız bir süre. Peki ya gördüğünüz rüya Dünya'nın gerçekliğini değiştirseydi? Uyandığınızdaki dünya gece yatmadan önce ki dünyaya hiç benzemese.... Mesela rüyanızda savaşların yok olduğunu hattâ savaş kelimesinin dahi ne anlama geldiğinin bilinmediği bir dünyada yaşadığınızı görüyorsunuz ve hoopp uyandınız Cennet gibi bir dünya!!! Harika olurdu dimi. Tabi nasıl bir rüya göreceğinize karar verebiliyor olsaydınız.
Kitabımızın ana karakteri George Orr da ; gördüğü rüyalarla tüm insanlığın ve hattâ evrenin kaderini değiştirmeye muktedir.
Onu bu dertten kurtarması için Oneiroloji uzmanı Dr. Haber'a gider ve macera başlar. Orr'un bu yeteneğinin, gücünün / lanetinin, farkına varan ve bunu " faydalı işler" için kullanmak isteyen ve zamanla güç ve iktidar hırsına yenilen Dr. Haber ve kahramanımız her defasında Orr'un rüyası sayesinde farklı farklı hayatlar ve dünya yaratırlar. Tüm bu süreci soluksuz bir keyif ile okuyacağınızın garantisini veriyorum.
Hayal gücünü zorlayan konusu ve kurgusunun yanında derin bir felsefe boyutuyla da bir kez daha hayran kaldım Ursula K. Le Guin'e ️
Fantastik ve Bilim Kurgu sevenlere yazarın tüm kitaplarını gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Rüyaların hayıra yorulması gerektiği söylenir hep. Kötü bir rüya mı gördün? Kimseye söyleme, akan suya anlat..
Maren da kötü bir rüya görüyor. Bu rüyayı kimseye anlatmıyor. Ama rüyası gerçeğe dönüştükçe, uyanmasının mümkün olmadığını anlıyor.
Hayır Maren, yaşadıkların gerçek diyor kendine. Ve o kadar gerçek ki üstümden kokusu çıkmıyor…
.
Vardø adasına gidiyoruz, uzun zaman öncesine.. 1620 yılına.
Bir fırtınaya tanık oluyoruz, küçücük bir yerin tüm erkeklerinin ölümüne sebep olan. Tam 40 erkek. Evlat, eş, kardeş..
Onlar konuşamıyor ama geride kalanlar konuşabiliyor. O kadınlar yaşamak zorunda. Soğuğun tam da ortasında nefes almaya devam etmek zorunda onlar.
Yalnız kalabilselerdi bunu yapabilirlerdi belki ancak onlar kadın ve ‘korunmaya muhtaçlar’
Korunmanın ne demek olduğunu hepsi çok iyi anlayacak. Anladıkları ile birlikte anlatmaya da başlayacaklar..
.
Kiran Milwood Hargrave gerçek bir olayı kurguyla buluşturuyor. Cadı avını, kadınları.. Çok sağlam bir konudan bahsediyor olmasına karşın ben ne yazık ki biraz baharatsız buldum.
Kadın-erkek ilişkilerine dair yüzeysel ifadeler , tam da üzerinde durmasını istediğim konuların (cadılık-ritüeller gibi) üstünkörü geçilmesi..
‘neden okudum şimdi’ demiyorum kesinlikle, ama şöyle hayıflanmış olabilirim ‘ah bu harika bir kitap olabilirdi!’
.
Çeviride Anıl Ceren Altunkanat yer alırken; kapak tasarımı (ki çok sevdim) Hamdi Akçay çalışması –
Filmler ve Rüyalar
Kİtabın temel amacı, rüyaların sinemada nasıl kurulduğunu Tarkovski, Bergman, Sokurov, Kubrick ve Wong Kar Wai gibi yönetmenler aracılığıyla anlatmak.
Kitapta bulunan 10 bölümün ne anlatmak istediğini inceleyip, beğendiğim ve beğenmediğim veya eksik bulduğum noktalara değinmek istiyorum.
1.Bölüm
BİÇİMCİLİĞİN YADIRGATMASINDAN
Dört Anlaşma - Toltek Bilgelik Kitabı
Sıradan bir kişisel gelişim kitabı değil. Bu yönü ile sizi okumaktan uzaklaştırmasın.
İçinde birbirinden değerli dört öğüt ve bu öğütler ile bağlantılı olarak yaşam biçimi haline getirilebilecek bir mutluluk felsefesi yer alıyor.
Her insanın yaşarken, günün 24 saati rüya gördüğünü ve bu görülen rüyaların her insanda farklı olduğunu, tüm
Simyacı Kitabı İncelemesi: Ruhun Arayışı ve Dönüşüm
Paulo Coelho'nun dünya çapında büyük bir başarı elde etmiş eseri "Simyacı," modern klasikler arasında önemli bir yere sahiptir. Kitap, ana karakterimiz Santiago'nun macerasını ve kişisel dönüşümünü merkezine alır. Santiago, İspanya'da bir çobandır, ancak içsel bir çağrıyı takip etmeye karar verir ve bir rüyanın ardından
Erkeğin haklarını arama ve eşitlik mücadelesi
Aklınızdaki tüm dünya düzenini silin gitsin.
Şimdi ancak hayallerde diyeceğimiz bir #üyopya okuyacağız.
İsmi "ERKEK HAKLARI" ya da "BİR KADININ RÜYASI"
Ben #ErkekHakları demeyi tercih ediyorum.
Kitap ilk tam #feministütopya denemesi olarak kabul görüyor.
9 rüyadan oluşan kitap, zorla empati yaptırıyor.
Rüyaların detayına girip #spoiler vermek istemiyorum ama yer, mekan olarak çok ilgi çekici. Mars'tan başlayıp New York Körfezi'ne yeni giren bir yelkenli gemiye uzanan renkli bir hayal gücü var.
Her şey cinsiyet temelinde olan düzenin tersine ve yazar Anneie Denton Cridge için bu noktada rüyalar çok anlam kazanıyor.
Eve geç gitmekten korkan, yanına eşlik eden olmazsa tuhaf karşılanacağı hissi ile toplantıya gitmekten çekinen, sadece evin işlerinden sorumlu erkekler ve daha fazlasını düşünün...
1870 yılında yayımlanan bu kitapta erkeğin haklarını arama ve eşitlik mücadelesi anlatılıyor.
Ben büyük keyifle okudum.
Cinsiyet gözetmeksizin okuyunuz!!!
