Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Toprağım. Her şeyin altında duruyorum. Her şey benim üzerimde. Yerkabuğu bile. Suyum. Akarken çarpacağım taşlardan korkuyorum. Taşın derisi sıyrılır diye, duruyorum. Havayım, içimde rüzgar eğriliyor. Halbuki görünmüyorum. …… Ey okuyucu insan! Sen? Sen de böylesin. Henüz bilmiyor olabilirsin: Sen, tıpkı benim gibisin. İnanmak zorundayım sana. Çünkü yok iyi kalpli bir tanrı! Bu yüzden mecburum sana inanmaya. Sana! O yüzden işte; su, toprak, hava olsak da biri gibi duruyoruz kalabalıkta.
Bölüm XXIII - RÜZGÂR ALTINDA KIYI
Bilir misiniz ki, her derin düşünce, her özlü düşünce, insan ruhunun enginlerde yiğitçe özgür kalma çabasıdır, yerin ve göğün en azgın rüzgârları, onu, kölelerin yaşadığı kalleş kıyılara sürüklemek için sinsice elbirliği ederken, ruhun enginlerde özgür kalma çabasıdır
Sayfa 160 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Toprağım. Her şeyin altında duruyorum. Her şey benim üzerimde. Yerkabuğu bile. Suyum. Akarken çarpacağım taşlardan korkuyorum. Taşın derisi sıyrılır diye, duruyorum. Havayım. İçimde rüzgar eğriliyor. Halbuki görünmüyorum. ... Ey okuyucu insan! Sen? Sen de böylesin. Henüz bilmiyor olabilirsin: Sen, tıpkı benim gibisin.
Wollmar ve Edwin iki arkadaştılar; dünyanın telaşlı ve gürültülü koşuşturmasından uzak, sessiz sakin bir yerde birlikte inzivaya çekilmiş, yaşıyorlar ve burada felsefi düşüncelere ayırabildikleri geniş zamanlarını, kaderleri dahilinde hayatta karşılaştıkları ilginç olayları tahlil etmekle geçiriyorlardı. Mutlu biri olan Edwin, dünyayı neşeli bir
BANA KULAK VER Kİ , SANA SES VEREBİLEYİM
Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda, kumla köpüğün arasında. Yükselen deniz ayak izlerimi silecek, rüzgar köpüğü önüne katacak, ama denizle kıyı daima kalacak. Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır. Anımsamak bir tür buluşmadır. Unutmak ise bir tür özgürlük. Yüreğimdeki mühür kalbim kırılmadan çözülebilir mi? Sevgililer birbirlerinden çok aralarındakini kucaklarlar. Arkadaşlık her zaman için tatlı bir sorumluluktur, asla bir fırsat değil. Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç senin gerçeğini açığa çıkarabilir. İşte böyle bir anda ya güneş altında çıplak danset, ya da çarmıhını taşı. İnsanlık, sonsuzluğun dışından sonsuzluğa akan bir ışık nehridir. Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir. Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur, acılarımızın bir kısmını oluşturan. Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe, yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir. Cennet orada, şu kapının ardında, hemen yandaki odada; ama ben anahtarı kaybettim. Belki de sadece koyduğum yeri unuttum. Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin, toprak üzerinde uyuyanlarınkinden daha güzel olmadığı gerçeğinde, yaşamın adaletine olan inancımı yitirmem mümkün mü? Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim
Bir araba satın aldım. 1929 model bir Ford. Üstü açıktı, rüzgâr gibi gidiyordu, yağmurların kesilmesi ile mavi kıyı şeridi boyunca uzun yolculuklara çıktım. Ventura, Santa Barbara, San Clemente, San Diego, kaldırımın beyaz çizgisini izleyerek, yıldızların altında, ayaklarım kontrol panelinde, kafamda yeni kitap planları.
Parantez Yayınları
Reklam
Sunu
''Toprağım. Her şeyin altında duruyorum. Her şey benim üzerimde. Yerkabuğu bile. Suyum. Akarken çarpacağım taşlardan korkuyorum. Taşın derisi sıyrılır diye, duruyorum. Havayım. İçimde rüzgar eğriliyor. Halbuki görünmüyorum. Ey okuyucu insan! Sen? Sen de böylesin. Henüz bilmiyor olabilirsin: Sen, tıpkı benim gibisin. İnanmak zorundayım sana. Çünkü yok iyi kalpli bir tanrı! Bu yüzden mecburum insana inanmaya. Sana! O yüzden işte; su, toprak, hava olsak da biri gibi duruyoruz kalabalıkta. ''
Sayfa 11 - Everest Yayınları 1. Basım: Eylül 2002 ISBN: 975 - 289 - 020 - 2Kitabı okudu
Sert bir rüzgâr saçlarımı dağıttı, paspasın üzerinde durdum. Yumuşakça alçalan ve ara sıra fundalık, ağaç ya da sazdan çatılmış çatılar tarafından kesintiye uğrayan dalgaların üzerinde güneşle aydınlanmış topraklar, çayır ve beyaza kesmiş tarlalar denize kadar uzanıyordu. Görünürde tek bir insan bile yoktu ama küçük, birbirinden uzak duran evlerin
Sayfa 100 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sert bir rüzgâr saçlarımı dağıttı, paspasın üzerinde durdum. Yumuşakça alçalan ve ara sıra fundalık, ağaç ya da sazdan çatılmış çatılar tarafından kesintiye uğrayan dalgaların üzerinde güneşle aydınlanmış topraklar, çayır ve beyaza kesmiş tarlalar denize kadar uzanıyordu. Görünürde tek bir insan bile yoktu ama küçük, birbirinden uzak duran evlerin
Sayfa 100
Torun Kızı
Portreleri yok bende atalarımın Ne de soy kütüğüme ilişkin kitaplar Bilmiyorum türkülerini onların Yabancıdır bana gittikleri yollar. Fakat ateşli şakaklarımda benim de O kara, isyancı kandır atan. Ve adına aşk denilen o uçurumun
Sayfa 404 - Elizaveta BagrianaKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.