Saat onda, o korkunç karşılaşmanın üzerinden tam yirmi dört saat geçmiş olacaktı; bu yirmi dört saat, birbirine alabildiğine tezat duyguların değişken ruh halleriyle öylesine tıka basa doluydu ki iç dünyam sonsuza dek parçalanmıştı. Ama o an hissettiğim, sonsuz zonklamalı, irkiltici bir ritimle tekrarlanan tek bir sözcük oldu: Uzaklaş!