Yanaklarında sinirden ve kederden ileri gelen iri iri yaş taneleri vardı. Fakat kırışıkları yüzünden yaşlar akmıyordu. Yayılıp birleşerek bu harap yüzde sudan bir cila meydana getiriyorlardı.
Ağlayarak, hıçkırarak, ellerini ovuşturarak benimle evlendi. Çünkü gidecek yeri yoktu. Gidecek bir yerinin olmamasının ne anlam taşıdığını anlıyor musunuz?