Ey beyaz pencere Ey mavi kapı Al beni içeriye Al beni, göreyim yüzyıllar sonra Saâdet yurdunda oynayan çocukların Ruhuma dokunan kirpiklerini Al beni içeriye ey zaman Sende gerçek olsun parmaklarımdan Süzülen ter damlaları Her birinde bir insanlık denizi Her birinde mütebessim dalgalar Yüzdürüyorsun sonsuzluğu arayan gemileri
Sayfa 84
Kur'anın mecrasından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi, Kur'an-ı Kerim'in saadet ve selâmet mecrasında ittihad ederek, sefahet ve rezalet-i medeniyeyi süpürüp, bu vatana âb-ı hayat olan, hakikat-ı İslâmiye sularını akıtınız.
Reklam
Son Nefes -1-
Cenâb-ı Hak, bekâ sıfatını bu âlemde yalnız kendisine tahsis buyurmuştur. Onun için onun yüce zâtından başka her varlık fânîdir. Nitekim âyet-i kerîmede: “Yeryüzünde bulunan her şey fânîdir…” (er-Rahmân, 26) buyurulmuştur. Bunun tecellîsi de: “Her can, ölümü tadacaktır.” (el-Enbiyâ, 35) beyânı üzere ölüm iledir. Bu itibarla bilhassa insanın her
ÖLÜM NİNNİSİ Efendimiz! Bulutların arasında iz bırakan, Yıldırımların Şanlı Efendisi! Ürküyoruz dizlerimin çöktüğü köşede, Ağlamama izin ver saatlerce, Yüreğime hapsettiğim dertlerim, İçin için aksın ellerime. Korkudan inleyen gözyaşlarım, Sizi yağmur damlaları ile saklasam ne çare. Ey kaybolan gençlik çağım, Bizim için bir sigara yaktım, Sende bizi bir başımıza bıraktın. Dumanın bir anda yokoluverdiği gibi, Hayallerimizi sevgi dolu uğurlarken. Merhametli davranın hayallerim, Yıllarca kahkahalarınızın bataklığın da boğuldum. Ölüm benim selametim, Saadet benim vefatım. İşte artık ölecek kadar gururluyum. Kefenin sert dokusu tenime işlerken, Toprağın taze kokusu dudaklarımda, Ölümün kan donduran melodisi, Ruhuma işleyen ninniler söylüyor.
Ey beyaz pencere Ey mavi kapı Al beni içeriye Al beni, göreyim yüzyıllar sonra Saâdet yurdunda oynayan çocukların Ruhuma dokunan kirpiklerini Al beni içeriye ey zaman Sende gerçek olsun parmaklarımdan Süzülen ter damlaları Her birinde mütebessim dalgalar Yüzdürsün sonsuzluğu arayan gemileri
Sayfa 84 - timaş yayınlarıKitabı okudu
Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları olan muhterem din kardeşlerim! Beşyüz senedir yattığınız yeter! Artık Kur'ânın sabahında uyanınız. Yoksa Kur'ân-ı Kerîm'in güneşinden gözlerinizi kapatarak gaflet sahrâsında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perîşan edecektir. Kur'ânın mecrâsından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefâhet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi, Kur'ân-ı Kerîm'in saâdet ve selâmet mecrâsında ittihâd ederek, sefâhet ve rezâlet-i medeniyeyi süpürüp, bu vatana âb-ı hayat olan, Hakikat-i İslâmiye sularını akıtınız. O Hakikat-i İslâmiye suları ile bu topraklarda îmân ziyâsı altında hakîki medeniyetin fen ve san'at çiçekleri açacak, bu vatan maddî ve manevî saâdetler içinde gül ve gülistana dönecektir. İnşâallâh!..
Reklam
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.