Mutluluğun alâmeti; kulun iyiliklerinin sırtının arkasında durması (onu hatırlamaması), kötülüklerinin de hep gözünden gitmemesidir…
Nefis, bir şeyin tadını aldığında onu arzu eder. Bundan dolayı kul, imanın tadını alıp imanın o güleç yüzü kalbinde iyice yer edecek olursa, onun imana olan sevgisi kalbinde kökleşir ve o ebediyen hiçbir şeyi o imanına tercih etmez…
Reklam
Hak kalpte ne zaman yer edecek olursa kalp onunla güçlenir ve kendisine zarar verecek ve kendisini helak edecek şeylere karşı da kendisini korur…
Yaratılmışlar arasında anlamsız hiçbir şey yoktur. Hikmetsiz hiçbir şey yoktur. İhmal edilmiş hiçbir husus yoktur.
Sayfa 563Kitabı okudu
Yüce Allah, yer için yağmuru ne kadar gerekli kılmış ise ilmi de kalpler için öylece gerekli kılmıştır. Yağmur olmadan yerin nasıl canlanıp hayat bulmasına imkan yoksa aynı şekilde ilim olmadan da kalbin hayat bulmasına imkan yoktur.
Sayfa 399Kitabı okudu
Kalp nurdan mahrum ise nereye gideceğini bilmeyen şaşkın kimse durumunda olur. O, şaşkınlığı ve gitmek istediği yolu bilmemesi dolayısıyla işittiği her sözün arkasından gider. Böylelerinin kalplerinde bâtıla çağıranlara engel olunacak herhangi bir ilim bulunmaz. Çünkü hak kalpte ne zaman yer edecek olursa kalp onunla güçlenir ve kendisine zarar verecek ve kendisini helak edecek şeylere karşı da kendisini korur.
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Allah'm! Kederden, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, ağır borca batmaktan ve insanların bana galip gelmelerinden sana sığınırım.
Sayfa 269 - Buhârî, Cihad 74; Müslim, Zikir 50.Kitabı okudu
Allah'ım! İlim ve din hususunda eli kısa, buna karşılık bilgisizlikte kullarına eziyet etmekte ise eli uzun kimseden sana sığınırım.
Sayfa 117Kitabı okudu
Şüphesiz bir şeyi sevmek, onu istemek ve onu arzulamak da onu tasavvur edebilmenin gereklerindendir. Bir şeyin tadını ve lezzetini alıp onun zevkine varan kimse artık ona karşı kendisini tutamaz. Bunun böyle olması ise nefsin tat almaya çok düşkün ve zevkini aldığı şeyleri çokça arzulayıcı olmasındandır. Çünkü nefis, bir şeyin tadını aldığında onu arzu eder. Bundan dolayı kul, imanın tadını alıp imanın o güleç yüzü kalbinde iyice yer edecek olursa, onun imana olan sevgisi kalbinde kökleşir ve o ebediyen hiçbir şeyi o imanına tercih etmez.
Esasen yalnızca bolluk, rahatlık ve afiyet hallerinde Allah'a ibadet eden ile hem bollukta hem darlıkta hem sıkıntıda hem rahatlıkta hem afiyetteyken hem de bela hallerinde O'na ibadet eden kimseler arasında elbette ciddi bir fark vardır.
Reklam
Ruha doğru yüksel ve ruhun faziletlerini tamamla. Çünkü sen cisminle değil ruhla insansın.
Sayfa 257
Rüzgarlar ettikleri yerler ve tabiatları farklı olduğundan Yüce Allah , her bir rüzgarın bir de zıttı olan karşıdan esen bir rüzgar yaratmıştır.Bu karşı rüzgar,diğer rüzgarın sertliğini , keskinliğini kırar , geriye onun yumuşaklığı ve rahmeti kalır.
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.