Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şu kopan fırtına...
26 Ağustos 1922 Soğuk Afyon gecesinin sessizliğini Mustafa Kemal Paşa'nın kendinden ve ordusundan emin sesi bozar; "Allah Türk milletini ve ordusunu sıyanet edecektir!" Saat 04:30'a doğru muharebe idare yerine önce Başkomutan flaması dikilir. Ardından onun etrafını ordu ve kolordu flamaları çevirir. Saat 05:00'te Başkomutan tarassut dürbününün başına geçer. Ve sakin, soğuk Afyon tepeleri o anda sarsılmaya başlar. 15. Tümen cephesinden 150 mm'lik bir obüs seher sessizliğini bozar! Trikupis'i günlerdir uykusuz bırakan, bir milletinse hasretle beklediği fırtına kopmaktadır. Bu kopan fırtına, Türk ordusudur..!* *Yahya Kemal Beyatlı'nın 26 Ağustos 1922 adlı dörtlüğünden alınmıştır.
Sayfa 210Kitabı okudu
Sabah 04.00 ile öğleden sonra saat 16.00 arasında nehirlerden zararlı bilgi akar ve o saatler arasında nehirden su alınmaması gerekir.
Reklam
Ata’mın sinefillik şaka mı?!
1933 yılının kış ve bahar mevsimleri Gazi'nin Köşk'te en fazla sayıda film seyrettiği dönem oldu. Özellik Mart ve Nisan aylarında mesaisinden arta kalan zamanlarında gecelerini film seyrederek geçirdi. Köşk'ün kayıtlarına göre Gazi, Mart ayının sekiz gecesini film seyrederek geçirdi: "02 Mart 1933 - Geceyi sinema seyretmekle geçirdiler. 04 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler: saat 02.30'da yattılar. 08 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 10 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 16 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 19 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 24 Mart 1933 - Gece film seyrettiler. 30 Mart 1933 - Gece film seyrettiler." Gazi, Mart ayı boyunca filmleri sadece Köşk'te seyretti, sinemaya gitmedi. Nisan ayında da aynı yoğunlukta film seyretti: "03 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 04 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 05 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 07 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve saat 04.00'da yattılar." 13 Nisan 1933 - Gece sinema seyrettiler ve saat 03.15'de yattılar." 21 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve 02.30'da yattılar. 23 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 27 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler.”
Sayfa 30 - Köşk’ün Beyaz PerdesindeKitabı okudu
Sos­yal demokratlar, Sovyetler'in gözünde batının Truva atı gibi icat ettiği bir şeydir. Ne tam Sosyalist, ne tam kapitalist. ikisi arasında, adeta oportünist bir akımdır.
Yalnız bir opera
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın, ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş
11 Eylül 1980 tarihini düştü ve şunları yazdı: " ... Ata, ite, puta yuh diye Atatürk heykeli önünde slogan attılar. 12 Eylül tarihini seçmekle ne kadar isabet ettiğimiz ortada..." Aşağıdan liderleri toplayacak ekiplerin geldiği haberi verildi. Komutan derin bir uykuya daldı. Yarın Türkiye için yeni bir GÜN başlayacaktı.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
700 bin tirajlı Günaydın gazetesinin erken baskısında, 06 ANKARA FIKRALARI başlıklı, birinci sayfasındaki fıkra herkesi güldürüyordu: "Adama sormuşlar; Bil bakalım, bir sandal içinde Ecevit, Demirel, Türkeş ve Erbakan bulunuyor. Birden deniz kabarıyor ve fırtına başlıyor. Sandal batsa kim kurtulur? Adam hiç düşünmeden cevabı yapıştırmış: — Millet kurtulur." İşte bu da basının o günkü genel yaklaşımıydı.
Sayfa 279Kitabı okudu
Toplum tribünde seyirci, partiler de sahada oyuncu durumunda olursa, yalnızca partilerle politikacılar soyunup sahaya çıkar, halk da tribünlerde seyirci gibi kalırsa, demokrasi gerçeklik kazanmaz. Demokrasinin böyle sanıldığı, böyle uygulandığı bir ülkede siyaset giderek çirkin ve anlamsız bir oyuna dönüşür. Tıpkı Türkiye' de olduğu gibi...
Sayfa 262Kitabı okudu
Atatürk 3 Şubat 1938 günü Bursa'dan Mudanya'ya geçer. Mudanya'dan Ege vapuruyla İstanbul'a gelir ve geceyi vapurda geçirir. 4 Şubat 1938 günü Ege vapurundan Dolmabahçe sarayına geçer. Bursa'da geçirdiği geceden sonra dönüşte soğuk almış saraya keyifsiz girmişti. 6 Şubat 1938 akşamı Dolmabahçe Sarayından çıkıp Park Otele gelir. Orada soğuk ve cereyanlı bir yerde ve gece geç saatlere kadar kalır ve kendisini üşütür. Ertesi akşam şiddetli öksürükle beraber zorca nefes almaya ve göğsünde ağrı duymaya başlar. Ateşi de yükselmiştir. Durum Kadıköy'de oturan doktoru Neşet Ömer İrdelp'e haber verilir: fakat denizde şiddetli lodos fırtınası hüküm sürdüğünden Dr. Neşet Ömer İrdelp'in saraya gelmesi mümkün olamaz. Bunun üzerine Atatürk saraya yakın Sıraselvilerde oturan Dr. Nihad Reşat Belger'in çağrılmasını ister. Dr. Nihad Reşat Belger saat 04:00 sularında kendisine gönderilen otomobille saraya gider, Atatürk'ü muayene eder, zatürree teşhisi koyar. Ertesi gün Dr. Neşet Ömer İrdelp ve Dr. Nihad Reşat Belger birlikte Atatürk'ü muayene ederler tedaviyi birlikte yürütürler. Atatürk'ün yüksek ateşi günlerce sürer. Karaciğer yetmezliği sebebiyle nekahat devresi gecikir ve uzar. Ankara'da Balkan Paktı Konseyi toplanacağı için doktorların kendisine henüz iyileşmediğini bildirmesine rağmen Ankara'ya dönmekte ısrar eder ve 24 Şubat 1938 günü İstanbul'dan Ankara'ya hareket eder.
Sayfa 167 - Güven KitabeviKitabı okudu
"Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda.
Reklam
Birbirlerine dört saattir ölüm yağdıranlar, iki Türk tümeninin birlikleriydi!.. Durum şöyle gelişmişti: Hafız Hakkı'dan Kaleboğazı'na ilerlemesi ve geceyi orada geçirmesi emrini alan 32.Tümen saat 04.00'te Kaleboğazı'na gelmişti. Gelmişti ama her taburdan en az yüz döküntü vardı. Bu tümen içinde bine yakın er kaybıydı. Ruslarla hiç çatışmaya girmeyen tümen savaş yeteneğinin yüzde onunu yitirmiş oluyordu. Kendilerini toparlayabilenler Kozahor köyüne sığınabilmeleri halinde kurtulabilirlerdi ama kendini toparlayamayanların sonu belliydi: Yolların kenarlarında donup kalmışlardı. İnsan gücünün sınırlarını zorlamanın acı sonucu buydu.
Epifiz bezinden salgılanan,
Melatonin “karanlığın çökmesiyle” gece saat 21-22 civarı salgılanmaya başlayıp yükselerek özellikle gece saat 23.00-05.00 esnasında zirve yapar ve kandaki konsantrasyonu 3 ila 10 kat artar. Salgılanma dönemi saat 02-04 arası en üst seviyelere ulaşır ve 05.00 ile 07.00 arası azalmaya başlar ve 7’den sonra bazal seviyelere iner. Melatonin hormonu uykuyu düzenler ve buna bağlı stresi de azaltır.
Sayfa 429Kitabı okudu
Deniz tam 25dk can çekişti
❝6 mayıs sabah gök sancılanırken saat 04.00 sıralarında görevliler Deniz'in babasını almaya geldiler. Ondan sağ olarak aldıklarını ona cansız olarak vereceklerdi...❞
Arada sırada gökyüzünde güneşin göründüğü, çimlerin yeşerdiği, hayattan çok bunaldığınızda yaşlı bir ağacın gölgesinde yarım saat kestirebileceğiniz ya da en sevdiğiniz romandan iki-üç sayfa okuyabileceğimiz başka bir şehir.
182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.