Umutlarımı uyutup gerçeklere sarıldığım o saatlerdeyim. Mutluyken geçen saatler nedense şimdilerde hiç geçmiyor. Biraz uyku uyutur mu hüzünleri?
Sayfa 43 - Olimpos Yayınları, İlk Baskı
Geçmiyor saatler...
Ama saatler çok inatçıydı, söverek, yalvararak, altın vererek onları hızlandırmak olanaksızdı.
Reklam
Siddhartha pek çok şey öğrendi Samanaların yanında, kendisini Ben’den uzaklaştıran pek çok yolu yürümesini öğrendi. Acılara katlanarak, gönüllü ıstırap, açlık, susuzluk ve yorgunluk çekip bunları yenerek nefsini öldürme yolunda yürüdü. Meditasyonla, tüm imge ve düşünceleri kafasından uzaklaştırarak benliğini öldürme yolunda yürüdü. Bu yollarda ve daha başkalarında yürümesini öğrendi, kendi Ben’ini terk etti binlerce kez, saatler ve günlerce Ben’sizlikte yaşadı. Ama yollar kendisini ne kadar Ben’den uzaklara alıp götürse de, bir yerde durup ileri geçmiyor, onu yine alıp Ben’e getiriyordu. İsterse Siddhartha binlerce kez Ben’den kaçıp gitsin, hiçlikte yaşasın, hayvanda, taşta kalsın bir süre, sonunda yine Ben’e dönüşün elinden kurtulamıyor, vakti gelince yine kendini bulmaktan kaçamıyordu, güneş ışığında ya da mehtapta, gölgede ya da yağmurda yeniden Ben oluyor, Siddhartha oluyor ve zorunlu çevrimin sıkıntısını duyuyordu yine.
Geçmiyor ,geçmiyor, sensiz günler değil saatler bile geçmiyor ..
Sayfa 97
Kendi Ben’ini terk etti binlerce kez, saatler ve günlerce Ben’sizlikte yaşadı. Ama yollar kendisini ne kadar Ben’den uzaklara alıp götürse de, bir yerde durup ileri geçmiyor, onu yine alıp Ben’e götürüyordu.
Zaman geçmiyor, diyor Birinci Ses. Niçin istiyorsun zamanın geçmesini? diyor İkinci Ses. İhtiyarlamak için, diyor Birinci Ses. Zaman geçiyor, diyor İkinci Ses. Hem de kendiliğinden. Bu konuda çok yorma kendini. Zamanın geçtiğini duymuyorum burda, diyor Birinci Ses. Sanki her şeyle birlikte zaman da durmuş. Belki de durmuştur. Belki her zaman durmuştur. Bundan sana ne? Günler sayılıyor, diyor Birinci Ses. Saatler sayılıyor. Nasıl bana ne? Zamanın akışını çabuklaştır, madem bu kadar ilgilisin, diyor İkinci Ses. Ağırlığını duymamak için üstünde. Bu bizim elimizde. Nasıl? diyor Birinci Ses. Anlatarak, eski günleri anarak, geleceği düşünerek, diyor İkinci Ses. Bunun bir yardımı olur mu sanıyorsun? diyor Birinci Ses. Başka bir çıkar yol göremiyorum, diyor İkinci Ses. Özellikle bu içinde bulunduğumuz koşullarda. Öyleyse konuş, anlat, ama yalnız gelecekten söz et, diyor Birinci Ses. Gelecekten söz etmek için, diyor İkinci Ses. Dünü ansımak, bugünü sözcüklere aktarmak gerek.
Sayfa 59 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
158 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.