Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Martılar çığlık çığlığa her akşam Bir büyük rüzgar dağıtır şarkılarımı İçim boş gemiler boş nereye baksam Ölüm gibi susar Yalnızlar Rıhtımı Yalnızım yalnızlık tutuyor kan gibi Bu korku yalnızlık korkusu gözlerimdeki Bu sabah yapayalnız öleceğim belki Ardımdan ağlayacak Yalnızlar Rıhtımı
Zindanın içinde esirlerin ibadet edecekleri bir kilise bulunmakla kalmaz, pazar ve bayram günleri gelen pederler Aşai Rabbani ayini yapar, günah çıkartır, onları teselli eder ve dini bilgiler verirler. Hatta 1765 yılında zindan içinde tam üç kilise vardır. İstanbul Papa Vekili Monsenyör Biagio Pauli rahiplerin burada yaptıkları faaliyetleri aynı yıl kaleme aldığı anlatısında dile geti- rir. Rahip burada iki ayin yapar; sabah erkenden işe gidenler için gece ayini, büyük zindanda kalanlar içinde sabah ayini. Geceyi zindanda esirlerin yakınmalarını dinleyerek geçirir, onları teselli eder. Aziz Antoine'a atfedilen bu kilisede günah çıkartma kabini bile mevcuttur, kendi sözleriyle "ayinlerin uygun bir biçimde icra edilmesi için her şeye sahiptir." Esirler hasta oldukları zaman da yine iş rahiplere düşer; onları tedavi ederler, ilaç sağlarlar, hatta vebaya yakalandıkları zaman bile onları yalnız bırakmazlar. Senede iki defa kadırgalara biner, -Noel'de ve Paskalya'da- kutsal ayini icra eder, esirlere sadaka, ilaç ve ihtiyaç duydukları şeyleri dağıtırlar.
Reklam
Yaşayan hiçbir şey yakalanıp hapsedilemez. İnsan var olduğu sürece tam bir şükran duyarak, açıklıkla, her türden deneyimlere izin vererek yaşamalı. Şükran duyarak ama yarın korkusu duymadan. Eğer bugün güzel bir sabah, güzel bir gün-doğumu, kuş sesleri, çiçekler getirdiyse niye yarını dert edesin? Yarın başka bir gün. Belki gündoğumu başka renkler getirecek. Belki kuşların sesi biraz değişecek, belki yağmur bulutları ve yağmurun dansı olacak. Ama onun kendi güzelliği, kendi armağanı var.
Hiçbir şey yapmamazlık bunu nasıl yenmeli? Basitçe kendinize sorun yapılmamış bir işi düşündüğümde aklıma hemen hangi düşünceler geliyor sonra bu düşünceleri bir kağıda yazın yazdıklarınız bir takım uyumsuz tavırları kavram hatalarını ve hatalı varsayımları yansıtır hissizlik endişe ya da bunalma duygusu gibi motivasyonunuzu engelleyen duyguların
Şarkısı da var
Ala gözlerini sevdiğim dilber Şay edip âleme bildirme beni Açıp ak gerdanın, durma karşımda Ecelimden evvel öldürme beni Ko, dolanıp dursun kolun boynumda Hiç ölüm korkusu yoktur aynımda Bir gececik miliman olsam koynunda Uyan sabah, deyü kaldırma beni Dolandım dağları, bu yere düştüm Yâr senin derdinden od'lara düştüm Çaresi bulunmaz dertlere düştüm Yeter, alav alav yandırma beni KARAC OĞLAN çok ağladım, gülmedim Aradım derdime derman bulmadım Bunca gündür bir minnete gelmedim Kerem eyle, mahzun gönderme beni
Güven içinde olduğumu bilmem hiç Sevildiğimi, önem verildiğimi Benim başkalarına aradığım gibi Arandığımı bilmem.. Dünyanın bütün suçlarını işlemiş Bütün yanlışlarını ben yapmışım gibi Yaptığım her işten tedirgin oluyorum. İçimde sürekli bir horlanma korkusu Bir kekeme tutukluğu ürkek dilimde En iyi bildiğim konuda bile Çekine çekine konuşuyorum. Çekilip sonra kabuğuma küskünlüğün Kendime düşlerden sığınaklar kuruyorum Kırık dökük izleriyle hayatın. Usul sesli içe değen incecik Bir şarkı büyütüyorum, ömrüme benzeyen... Sabah kadar açık, akşam kadar acı Rengi dört mevsimin uyumsuz karışımı Acemi bir şarkı. Umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum.
Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sinema Kapıları
“Çocuklar büyükler gibi konuşur sefaletten” Edip Cansever Başlarken / Hep Aynı (İç) Görüntü I. Güven içinde olduğumu bilmem hiç
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi Yayınevi
11/Hud Suresi
69. Ant olsun elçilerimiz İbrahim'e haber vermek için gelip, "Selam!" dediler. "Selam!" dedi ve hemen gidip kızarmış buzağı eti getirdi. 70. Ona ellerini uzatmadıklarını görünce, onlardan kuşkulanıp korkuya kapıldı. "Korkma! Biz Lut halkına gönderildik." dediler. 71. Ayakta duran hanımı bunun üzerine gülümsedi.
Hz. İbrahim, Lut kavmi hakkında bilgiler ediniyor.
Çox real uşaq hissləridi.
"Disney'in Harika Dünyası"nı seyrettiğim pazar geceleriyle bağdaştırdığım o melankolik ruh hali ise hala belirgin bir yere sahip. Pazar kederli bir gündü; ertesi sabah okul olduğu için erkenden yatar, ödevlerimi yanlış yaptığımı zanneder, endişelenir dururdum. Ama Disneyland'in ışıl ışıl şatolarının tepesindeki gökyüzünde patlayan havai fişekleri izlerken daha büyük bir korku, okul ve ev arasında gidip gelen bu iç karartıcı hayata hapsolma korkusu beni yiyip bitirirdi;"
Pegasus YayınlarıKitabı okudu
“Yalnızım yalnızlık tutuyor kan gibi Bu korku yalnızlık korkusu gözlerimdeki Bu sabah yapayalnız öleceğim belki Ardımdan ağlayacak Yalnızlar Rıhtımı.”
Sayfa 47 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Sabaha başlamakta güçlük çeken kişi, herhangi bir şeye başlamakta da güçlük çekiyor. Sabah korkusu ile harekete geçme korkusu, hatta yaşama korkusu iç içe.
Sayfa 55 - Eksik Parça YayınlarıKitabı okudu
O yıllara dair sal ı iden de başka bir şey hatır l amıyorum. Hatır l adığım kadarının içine nüfuz eden, "Disney'in Harika Dünyası"nı seyrettiğim pazar geceleriyle bağdaştırdığım o melankolik ruh hali ise hi l lii belir­ gin bir yere sahip. Pazar kederli bir gündü; ertesi sabah okul olduğu için erkenden yatar, ödevlerimi yanlış yaptığımı zanneder, endişelenir dururdum. Ama Disneyland'in ışıl ışıl şatolarının tepesindeki gökyü­ zünde patlayan havai fişekieri izlerken daha büyük bir korku, okul ve ev arasında gidip gelen bu iç karartıcı hayata hapsolma korkusu beni yiyip bitirirdi; bu da bana müthiş bir keder içinde olmam için sağlam bir bahane verirdi. Babam adi herifin tekiydi, evimiz çirkindi, annemse benimle pek ilgilenmezdi. Ucuz giysiler giyiyordum, saçiarım kısacıktı ve okuldaki kimse benden hoşlanmıyor gibiydi. Kendimi bildim bileli bunları yaşadığım için hayatıı n ın bundan sonrasının da böyle acıklı bir şekilde süregideceğini düşünüyordum. Kısacası, adını tam olarak koyamasam da varlığıı n ın kusurlu olduğunu derinden hissediyordum
Sayfa 16
Pazar kederli bir gündü; ertesi sabah okul olduğu için erkenden yatar, ödevlerimi yanlış yaptığımı zanneder, endişelenir dururdum. Ama Disneyland'in ışıl ışıl şatolarının tepesindeki gökyüzünde patlayan havai fişekleri izlerken daha büyük bir korku, okul ve ev arasında gidip gelen bu iç karartıcı hayata hapsolma korkusu beni yiyip bitirirdi; bu da bana müthiş bir keder içinde olmam için sağlam bir bahane verirdi.
Julia Cameron ve ondan ilham alanlar, sabah uyanır uyanmaz hiçbir şey düşünmeden boş bir kâğıda ya da deftere yazdıklarımızı aradan belli bir süre geçtikten sonra dönüp okumamızın faydalarına değiniyorlardı. Bu teknik, sabah yataktan çıkma korkusu yaşayan kimselere de tavsiye edilmeye başlandı ve en çok işe yaradığı söylenen yöntem olarak yaygınlaştı. Benim ilgimi çeken ise, sabah sayfaları pratiğinin kendisinden ziyade neden sabah korkusu yaşayan insanlarda bu kadar etkili olduğu.
Tutumluluk tam olarak kanaatkarlık değildir kanaatkarlık da Aşırıya kaçma aşırı yemek aşırı zenginlik aşırı mal aşırı zevk eğilimine direnme durumun söz konusudur kanaatkarlık zevkten aşırılar yönelen eğilimi saptar kendini tutma çoğu zarar azı karar meselesidir kanaatkarlıkta bir kıtlık zevkleri Hor Görme ya da daha ziyade zevk korkusu vardır kanaatkar olmak koy vermenin redüi kapılıp gitme korkusuyla aşırılıktan kaçınmaktır tutumlulukta ise sadeliğin doyurucu olduğunu asla ve hiçbir şeyle yakalanan kusursuz hazzı keşfetmektir su bir meyve ve rüzgarın soluğu Ah Soluduğumuz havayla sarhoş ülabelmek diyv yazar Thoreau 86 Sabah yürümek doğal başlangıçların gücünü anlamaktır. 82 Hakikati aramak dış görünüşlari aşmak demektir Kendi kendimizin esiriyizdir toplumsal görüşün tiranlığından yakınınız ama Bireysel görüşün tiranlığı yanında o hiçbir şeydir kendi yargılarımıza saplanmışızdır yürümek kendini bulmak değil kendine yeniden şekil vermek için imkan yaratmaktır
509 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.