268 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabı bitirdiğimde bir "ooofff/ufff" çektiğimi hissettim. Bu romanda da acı vardı ama kimin acısı. Ömer mi, Macide mi, yoksa Ferdi mi. Bir sarkaçta sallanmaktan ibaret bir hayatta başıboş nefes alan, Macide'nin hayatına girmekle ona vadettiği -esasında hiç bir vaatte de bulunmadığı, ki vaatte bulunması da gerekir miydi-
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,8bin okunma
268 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Abi Sabahattin Ali işte ne söylenebilinir ki, adam yazıyor. Bir de böyle müthiş bir yazarın eserleri yasaklanıyor ya aklım almıyor......
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,8bin okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
Kitap hakkında: Babasını ve annesini kaybettiği için yetim kalan ve kaymakamın ailesinin yanında büyüyen Yusuf'un hayatını anlatır roman. Kaymakam Salahattin Bey'in kızı Muazzez ile büyür, ona abilik yapar fakat sonradan birbirlerine tutulur ve evlenirler. Benim yorumum: Sabahattin Ali'nin dili apaçık, sade. Betimlemeler Edremit'i, zeytinlikleri, köyü, kahveyi gözümde canlandırdı. Ama Yusuf'tan çok mu şey bekledim ki sonunda hayal kırıklığına uğradım bilemedim. 1 yıl önce Lys'ye hazırlanırken üstüne basa basa durulan bir kitaptı ve hocamız bu kitabı anlatırken kulaklarımı tıkardım, okumak istiyordum çünkü kısmet bugüneymiş. Bu sebeple Yusuf ve Muazzez karakterlerinin olduğundan başka bir bilgim yoktu kitaba başlarken. Sonu beni hüsrana uğrattı hiç beklemiyordum. Yusuf'tan kitap boyunca bir şeyler bekledim, ileri atılmasını kendini göstermesini bekledim ama o kendini arka plana itti. Koruyucu bir abi iken koruyucu bir eş olamadı ona çok üzüldüm. Muazzez'e ise çok kızdım bir çocuk masumiyetine sahipken beni kendisine hayran bırakmıştı çünkü. Bu kadar kızmanın, üzülmenin yanı sıra Kuyucaklı Yusuf çok değerli bir eser. Okunmalı, okutulmalı...
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,4bin okunma
Sabahattin Eyüboğlu hapishaneye geliyor. Tabii neden girdiğini bilmiyor, kafasına yolda yürürken damdan tuğla düşmüş gibi müthiş şaşkın bir vaziyette. Çünkü ‘Sen Türkiye Komünist Partisi üyesisin,’ diyorlar. Halbuki bütün solcular dahil, Sabahattin’in komünist olmadığını kesinlikle herkes biliyor, hatta bu yüzden sol kesimden eleştiriler bile alıyor. ‘Ya, ne oldu, niye getirdiler bizi buraya?’ falan diye soruyor etrafta. Yani hayatta hiç olmayacak bir şey, acayip bir dava. Bir gün, birkaç kişi masanın etrafında oturuyoruz. Dündar Kılıç ‘Hocam,’ dedi, ‘Allah aşkına merak etmeyin. Bu tabiidir. Siz şimdi burada üç ay yatacaksınız, ondan sonra sizi mahkemeye çıkaracaklar. Size diyecekler ki, kalk bakalım ayağa. Adın ne? Sabahattin. Soyadın ne? Eyüboğlu. Peki, mesleğiniz nedir? Hoca. Nesiniz? Efendim ben profesörüm falanca üniversitede. Yaa, diyecek hâkim. Siz Profesör Sabahattin Eyüboğlu musunuz? Evet ben profesör Eyüboğlu’yum. Allah Allah. Biz sizi, kantarcı Sabahattin zannetmiştik!’ Tabii herkes kahkahaları koyuverdi.” Dündar Kılıç, hapishane arkadaşı Sabahattin Eyüboğlu’nu ve ona yaptığı bu şakaları aradan uzun yıllar geçse de unutmadı. 19 yıl sonra Playboy dergisine verdiği bir röportajda Türkiye’de hiçbir şeyin değişmediğini anlatmak için bile o günleri hatırlatıyordu: “Türkiye’de her şey olabilir. Türkiye’de olmayacak şey yoktur. Gene gelirler, fakir fukarayı, garibi, evinde iki gün bir adamı misafir edeni toparlarlar. Gene on bin kişi, yüz bin kişi tutuklanabilir. Verirler bunlara namluyu, dipçiği, bundan sonra da işte üç-beş sene sonra ‘İşte kusura bakma, yanlışlık oldu,’ denir
Sabahattin Eyüboğlu Aydın Engin’e gelip şikâyette bulundu: “Engin Bey, benim dolabımda rokfor peyniri vardı, şimdi bulamıyorum.” Bunu duyan o günkü temizlik görevlilerinden Metin Eşrefoğlu atıldı, “Hocam dolabınızda buldum, çok kötü kokuyordu bahçeye attım” dedi. Eyüboğlu Hoca rokfor peynirinin özelliğinin kötü kokması olduğu üzerine bilimsel izahlarda bulunmaya başlamışken bahçeye de bir er gönderilmişti. Rokforu bulan er de “Bu kokmuş şeyi bana niye aratıyorlar” diyerek götürüp çöpe atmıştı.
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Normalde beğendiğim kitaplar için, "bu kitaba bir şans verin" derim. Denemeler içinse diyorum ki bırakın kitap size bir şans versin. Kitap öylesine güzel ki ilk sayfadan değerini anlıyorsunuz ve eşsiz bir şeyi elinizde tuttuğunuzu fark ediyorsunuz. "Bana doğru gelen hiçbir şey yoktur ki yanlış gibi de gelmesin." Ben İş Bankası Yayınlarından çıkan baskısını okudum, kitabın başında Sabahattin Eyüboğlu'nun yıllar içinde yazdığı üç önsöz vardı. Önsözler hem çok güzel hemde sizi kitaba çok iyi hazırlıyor. "Düşüncelerimizin en iyi aynası hayatlarımızın akışıdır." Denemeler'i oldukça yavaş ve özümseyerek okudum, en iyi yoğunlaşabileceğim anları seçerek okudum, günlerce elime almadığım oldu çünkü onu en iyi anlara sakladım ve bitmesin diye uğraş versem de bitti. "Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır." Kitapta bir sürü deneme var ve hepsi hayattan bir çok konuyu ele alıyor. Her bir deneme anlatmak istediğini hem çok güzel bir biçimde anlatıyor hem de fazla tek bir sözcük olmadan. Kitabı yıllarca susuzluk çeken birinin su içeceği gibi içtim, tadı hala damağımda, baş ucu kitabım oldu. Artık sık sık bu sudan içeceğim muhtemelen. "İnsan hayatı denen bu yolculukta benim bulduğum en iyi nevale kitaplardır ve ondan yoksun anlayışta insanlara çok acırım." Montaigne bir abi, bir dost gibi, dertleşmek, danışmak ve sohbetinden bir parçaya dahil olabilmek eşsiz bir fırsat. Her sayfa da onu daha çok sevdim ve keşke onu görebilsem, konuşsa da saatlerce dinlesem dedim. Velhasılı kelam, Denemeler anlatılmaz, okuyun, bırakın kitap size bir şans versin.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,4bin okunma
Reklam
508 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sarı Yazma...Kitap ismini Cide'li kadınların başlarına bağladıkları başörtüsünden almış.Rıfat Ilgaz'ın çocukluğunun geçtiği Cide'de yaşadıkları ,Cide'den kopuşu ve hastalanarak tekrar geri dönüşü. Kitap roman olarak geçiyor ama aslında otobiyografi denilebilir.Ilgaz'ın sevinçleri,hayal kırıklıkları,yazdığı ilk romanı,sevdiği
Sarı Yazma
Sarı YazmaRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2017617 okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bu nasıl bir kitaptı... Ne muhteşem yazarsın sen Sabahattin Ali! Yeni bitirdim ve hâlâ da etkisindeyim açıkçası. Her sayfasında başka bir duygu, başka bir olay, başka tatlar aldım resmen. Betimlemeleri olsun, kendine has sözleri olsun, Sabahattin bey elimden tuttu ve beni diyar diyar gezdirdi. Kitabı bitirdikten sonra "teşekkürler Sabahattin abi!" diye bağırdım evde, komşulardan da bunun için özür diliyorum. Kitap için 10 puan verdim ama olsaydı 100 puan da verirdim, o kadar ki güzeldi. Okuduğum ilk Sabahattin Ali romanıydı ve muhtemelen diğer kitaplarını da okuyacağım. Bu kitap için yeterli yorum düzeyine sahip olmadığımı düşünüyorum, kelimelere sığdıramıyorum duygularımı. Başı nasıldı, gelişme nasıl oldu, kitap nasıl bitti hâlâ aklım almıyor. Son bir söz olarak şunu söyleyeyim; okuduğum en romantik, duygusal, nazik kişiydi ana karakterimiz Yusuf. Tam bir beyefendi... Kesinlikle diyorum, kesinlikle okumalısınız bu kitabı! Herkese keyifli, kitaplı günler diliyorum... (Not: kitap bittikten sonra anlık bir heyecan ile yazılmıştır, alıntılarım devam edecektir.)
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,4bin okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Öncellikle kitap okumaya yeni başlayanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Ya abi bir roman bu kadar mi güzel olur. Sürekleyici kitap nasıl olurmuş simdi anlıyorum . Neyse Raif efendiye kitabin başlarında çok kızıyordum ama sayfaları çevirince bu kızgınliğım acımaya döndü . Maria seni seviyorum diyor, bizim Raif Efendi agliyor. Maria iltifat ediyor, Raif kızarıyor , renkten renge giriyor. Bende okudukça delleniyorum. :) Ama sonu kötü oldu ya. Raif Efendi sonunda hem Maria nin öldüğünü öğreniyor hemde göz ucuyla baktığı kızını bir daha görmemek üzere uğrluyor. kizini yanina alıp teselli bulur diye dusunurken gaddar yazar ;) kızı da gönderiyor. Bu kadar aciya ragmen Raif efendi yinede iyi yaşamış.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,5bin okunma
1000kitap İzmit Buluşması gerçekleşti.
Ne kadar da güzel bir gündü. 21/01/2018 1000kitap İzmit Buluşması'na katılanlar : i.hizliresim.com/QVANDV.jpg Fotoğrafta soldan başlayarak sağa doğru;
Sidar
Sidar
ibrahim terzi
ibrahim terzi
https://1000kitap.com/sessizol
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
https://1000kitap.com/KTaPKoLiK + fotoğraf çekilmeden
Reklam
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yusuf daha yaşama yeni başlamışken kaldı tek başına. Annesi ve babasının ölü bedenlerinin yanında lakayt tavrıyla dikkat çekti önce. Sonra da parmağı kopmuş olsa bile acısını söylemeden geçti demesindendi. Böyle başladı onun hikayesi. Ayrıldı yerinden yurdundan. Geldiği bu yere alışamadı. Herkes farklıydı ona. Birbirini ezmek için çabalayan insanlar yine birbirini yüceltmek zorunda kalıyordu. Yeni geldiği bu ailede ki belki en sevdiği oldu Muazzez. Onu bir abi gibi korudu. Hep en yakını o oldu. Muazzez de onu hep severdi zaten. Onun sözünden asla çıkmazdı. Annesini, babasını dinlemezken Yusuf'un sözünü hep dinlerdi. Işte Yusuf ve Muazzez'in hikayesi böyle başladı. Kitabı çok sevdim. Lakin Yusuf'un bu lakayt tavırlarını hiç sevmedim. Bu kadar güzel olacağını düşünmüyordum kitabın. Evet, Sabahattin Ali'yi seviyorum ama sonuçta bu kitap 100 temel esere girmiş. Korkutuyordu bu nedenle. Sıkılmak istemezdim. Ama beklediğimin tam tersi oldu. Nasıl baştan beri okumazdım. Okumayan varsa hâla kesinlikle okusun. Gerçekten fazlasıyla sevdim. Sadece sonu... o son beni çok kötü yaptı. Gözlerim yaşardı ve yine sinirlendim Yusuf'a. Okumak için halen geç değil!
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,4bin okunma
Resim