304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
"Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?" Okuduğum en iyi kitaplardan biridir. Sabahattin Ali farkı. Kitabın baş karakterlerinden Macide'yi ve hayatını kendime benzettiğim için okurken ayrı bir lezzet aldım. Aşk ve suç hakkında sizi bolca düşündürecek bir kitap.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yade Kitap · 2019170,8bin okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Ku(yu)caklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf'u okumadan önce aman aman duygular içinde değildim. Açıkçası beklentim biraz düşüktü. Ama okuduktan sonra keşke daha önce okumuş olsaydım dediğim bir kitap oldu. Kesinlikle yozlaşmış kalplerin alması gereken bir ilaç olurdu bu kitap. Hatta şu an yozlaşmaya yüz tutmuş ve normalleşmiş bu vukunun üzerine keşke herkes bu kitabı
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,3bin okunma
Reklam
264 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hayal kırıklığı
Tam bir hayal kırıklığıydı benim için. Roman Yusuf'un annesi ve babasının öldürülmesi ardından Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlatlık alınmasıyla başlıyor ve her zamanki Anadolu taşra insanının yaşamını konu alıyor. Kitapta tek bir düzgün karakterin olamaması yanı sıra Yusuf'u özellikle sevmedim. Başlarda masum bir çocuk olarak karşımıza çıksada roman ilerledikçe kibirli ve nankör birine dönüştü benim gözümde. Salahattin Bey'in kendisini okula gönderme çabaları, iş bulma çabalarına rağmen hiçbir şeyi beğenmeyip burun kıvırmasına; kendisinin köydeki diğer cahil insanlardan hiçbir farkı yok iken onları küçük görmesi ve üstüne kendisine sunulan fırsatları yok sayması beni deli etti. Başına gelen trajik olayların temel kaynağı kendi saçma ve yanlış kararlarıydı ve onların da sorumluluğunu almadı. Bunun farkına bile varamadı hatta. Yusuf ve Muazzez' in abi-kardeş ilişkisinin aşka dönüşmesi ayrıca beni rahatsız eden durumlardan biri oldu. Ve genel olarak kitabın bende yarattığı his de rahatsızlık oldu zaten. Olay örgüsü ve karakterler hayal kırıklığı olmasına çelişkin yazım dili oldukça başarılıydı. Sabahattin Ali'nin o doğal ve akıcı bir anlatımı kitabı bitirebilmemi sağlayan yegane şey oldu.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Can Yayınları · 2019173,3bin okunma
·
Puan vermedi
DEĞİRMEN ♡
"Işte adaşım ,sana seven bir Çingene 'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı bir mevsimde,senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek,yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir....." (Arka kapak yazısı) ●Kitapta bulunan farkı hikayeler ve farklı bakış açıları çok hoş. ●Kendinizi o dönemdeymişsiniz gibi hissiyatlarda buluna bilirsiniz. ^SEVGİLİ OKUR.^ ♡ Değirmenin bir kenarına oturmuşsunuz, insanları izlersiniz ve duyarsınız hikayelireni. O Tatdan bir kitap.♡ "Şimdiden iyi okumalar."
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,5bin okunma
284 syf.
·
Puan vermedi
kitap yorumu
Yine bir Livaneli klasiği. Yormayan bir betimlemesiyle, tek solukta okuduğum, merak ettiğim ve sonunun yine buruk bir hüzün ve ağlamayla bitirdiğim bir kitaptı.. Doğu ve Batı'nın sentezini, yozlaşan kültürü, başkaldırışın uaşa özgü olmadığını, farklı kuşaktan örneklerle gözler önüne sermiş. Leyla karakterine verdiği güç, aslında bütün yozlaşmalara ve Batililasmalara karşı sallanan ama yikilmayip tek başına ayakta durduğunu gözler önüne seren bir örnek olmuş. Ama hem Atatürkçü hem Osmanlı'nın varlığını unutturmaya tuhaf bir sermoni kitabı olmuş. Buna da Livaneli farkı diyorum. Sade diliyle de Sabahattin Ali yolundan gelip daha günümüze uyarlanmış bir dil kullanmış. Canım Livaneli
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
yüzü, dudakları ve gülüşü...
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
Belki de bu zamana kadar okuduğum en güzel kitaplardandı. Madonna bana kalırsa hayatın içinden bir kadındı kendini birçok kalıba sıkışmış şekilde gösteren ancak içinde hala bir çocuk olan Madonna. Hafif erkeksi olan Madonna'nın tam aksine Raif duygularıyla kızlara benzer yönlere sahipti tüm bu duygu karmaşaları onları tamamlayan en öneli etkenlerdendi bence. Raif, hayatı boyunca düzlükten, hep aynı yolları gitmekten sıkılmışken birkaç fırça vuruşu olan bir tablo onu düz biri olmaktan çıkartmıştı. Ne garip değil mi ? Okurken bir yandan imkansız olduklarını düşünürken bir yandan da onlar bir olmadan bu kitap olmaz diyordum ancak bu kitabın bence bir farkı daha ise aşkları tamamen ortada değildi arkadaşlık adı altında yaşanan bir tutku idi. Madonna'nın rahatlığı Raif'i hayata çevirirken bizi de kitaba bağlıyor resmen. Onların yaşadığı ikisinin de içinde gizli olan o tutku her an ne olacak merakıyla hızla okumamı sağladı. Ve her şeyin de bir sonu olduğu gibi onların da bir sonu oldu aslında beklediğim bir sondu da diyebilirim. Tüm bu yaşananlardan sonra Raif'in bir aile kurması, kendini neredeyse soyutlaması, koşular, kullanılmalar... Hayatının devamında -pek uzun olamasa da- artık kendi için değil sadece yaşıyorum demek için yaşıyormuş gibiydi. Ve Madonna'sı onun tabiriyle ' O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir imtizacıydı' herkesin bir gün Kürk Mantolu Madonna'sını bulması dileğiyle...
ruhumdakialıntılar
ruhumdakialıntılar
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,5bin okunma
Reklam
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bildiğiniz hikaye hoş çizimlerle
Malum yayınevinin seneler seneler evvel aldığım baskısının önsözünde ciddi manada spoiler vardı ve ben de okumuş oldum ve bu tatsız durum kitabı bitiremeyip kenara atmama sebep olmuştu. Bu yüzden çizgi romanını gördüğümde hemen satın almıştım. Açıkçası kitabın konusu, teması klişeden öteye gitmiyor. Burada klişeyi çok işlenmiş sefil yaşamlar olduğu için kullanıyorum. Peki fark var mı... Çizgi romanda bu farkı göremedim. Başkasının namusuna göz dikmiş bir adamın yarattığı tehlikelerin tetiklediği can sıkıcı olaylar silsilesi. Tam bir Yeşilçam klasiği. Nitekim muhakkak örnek alınmıştır yönetmen ve senaristlerce. Çizim noktasında açıkçası önyargılıydım. Renkli okumayı sevmiyorum. Ayrıca çekici görünmüyordu. Ancak kitap bittiğinde iyi ki okumuşum dedim, çünkü çizerimizin yarattığı paneller hayal kurmayı kolaylaştırıcı cinstendi. SPOİLER En sevdiğim paneller çizerin ustalığının da bir göstergesi: İlk panelde Yusuf içeriye girmiştir. Dehşet verici bir ahlaksızlık dönmektedir. Biri açıkça karısını taciz etmekte ve diğerlerince bu durum umursanmamakta. İkinci panel aynı çerçeve, fakat Muazzez dışında herkes öldürülmüş. Hani derler ya, içimin yağları eridi, hah işte o. Çizerin bu panellerini bu deyimi anlatmak için kullanabilirsiniz :)
Kuyucaklı Yusuf (Çizgi Roman)
Kuyucaklı Yusuf (Çizgi Roman)Sabahattin Ali · Everest Yayınları · 2020173,3bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
Sabahattin Ali'nin biricik eşi Aliye ve biricik kızı Filize gönderdiği mektupları barındırıyor eser. Ne güzel ve ne temiz sevmiş eşini Ali. Okurken her duyguyu neredeyse yaşadım... -Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. -Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. -İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi veya manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,2bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
~Canım Aliye Ruhum Filiz~ Okuduğum 4. Sabahattin Ali kitabıyla geldim bebişleerr Uzun zaman oldu Sabahattin Ali okumayalıı (8 ay ) Kalemini beğendiğim yazarlardan. Uzun zamandır merak ettiğim bi kitabıydı. Beklentimin çok çok üstündeydi Şimdiye kadar okuduğum eserlerinden kürk mantolu madonnadan sonra favorim arasına girdiii. Bu kitabının diğer okuduklarımdan farkı mektup türünde olması. Kitap Sabahattin Ali'nin eşi Aliye ' ye nişanlılık döneminden başlayıp eşi (Aliye) ve kızı (Filiz) e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Üzücü bi o kadar da hayran olunası bir olay örgüsü vardı bence.. Onca sıkıntının içerisinde uzakta olmasına rağmen ailesini bir an olsun yalnız bırakmayan, böylesine saf , temiz bir sevgiyle bağlı olan bir adam düşünün Eriyorum merkeezzz Çok beğenerek okudumm . Daha fazla gecikmeden sizler de okuyun, okutunn!! Allah Sabahattin Ali gibi seven nasip etsin diyip kaçıyorum Kitapla kalıınn
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,2bin okunma
164 syf.
10/10 puan verdi
Sabahattin Ali farkı ile yine harika bir hikayeler kitabı okudum. İçime en çok dokunan hikaye Ayran'dı. Umarım onun gibi çocuklar yoktur artık. Umarım hepsine sahip cikiyoruzdur...
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Cem Yayınevi · 198227bin okunma
Reklam
141 syf.
10/10 puan verdi
Kitap bir harikaydı, Sabahattin Ali farkı tabi ki. Ama içime en çok dokunan hikaye böbrek, ki nedeni tabi ki de o or*spu çocuğu doktor ve daima aklımda kalacak olan masal Sırça köşk. O Masal aslında şu an olan devleti gösteriyor bize. O sırça köşk yıkılmaz sanmayın, her şey yıkılır ama Atatürk'ümüzün bize armağan ettiği Cumhuriyet asla yıkılmaz... #Cumhuriyet100Yaşinda
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap ile hangi kitaplar okunmaz onu öğrendim!
Bu kitapla hangi kitaplar okunmaz onu öğrendim. Bir şans daha vermek istedim -belki, ben önyargılı davranıyorumdur diye- ve "Sen On Yedi Yaşımsın" kitabını da okudum. İkinci kez pişman oldum. (Şahsen, ben bu kitaba "kitap" ve yazara "yazar" denilmesinin doğru olduğunu bile düşünmüyorum.) Kitapta sanki instagram storisi gibi yazılar var. Tamam, adam kendi hayatından yazmış ama sırf kitap yazmış olmak için yazılmış gibi. Hayatımda zamanımı harcadığım için en pişman olduğum anların biri de bu kitabı okuduğum zamandı. Kaliteli bir okuma hayatına sahip olmak istiyorsanız, ruhunuza derin ve sağlam bir şeyler katmak, karakterinize güçlü bir kişilik katmak istiyorsanız gidin Dostoyevski, Bertrand Russell, Sabahattin Ali, Stefan Zweig, Marcel Proust, F. Kafka gibi yazarları okuyun ama bunu okumayın. Kendinize yazık etmiş olursunuz. Ve lütfen "Sen kim oluyorsun da eleştiriyorsun?", "Herkesin hayatına ve yazdıklarına saygı duymak zorundasın" veya "Kitap ve yazar diye kendin demişsin işte" gibi yorumlarda bulunmayın. Ben kendi düşüncemi belirtiyorum burda ve fikrimce benimle aynı şeyleri düşünenler beni anlayacaklardır. Beyza Alkoç fanları gibi insanlar gelip bana boşuna atar yapmasınlar. Son bir şey daha, eğer herkes yazar ve her yazılan kitap olsaydı (gerçek anlamda) o zaman ergenlerin günlükleri kitap diye basılırdı. (Gerçi, bu zamanın Wattpad kullanıcılarının bundan hiç bir farkı yok. Yazık!) Teşekkür ederim.
Kendine Hoş Geldin
Kendine Hoş GeldinMiraç Çağrı Aktaş · Olimpos Yayınları · 201910,4bin okunma
Resim