Hayır, rızkını vermediğimiz, veremediğimiz müddetçe ne çocuk, ne nüfus isteyemeyiz. Karnını doyuramadığımız, sıhhatini koruyamadığımız, tahsilini temin edemediğimiz her çocuk “Bu memlekete yüz milyon lazım!” Diyenlerin gözüme, onların gaflet uykularından uyandırmak için sokulmuş birer parmaktır. Bize yarının hastanelerini, darülacezelerini, cezaevlerini dolduracak, cahil, mesleksiz, serseri yüz milyonun lüzumu yok! Bize insan gibi yaşamak, hayatın nimetlerinden istifade etmek imkanlarına, hiç olmazsa bu sakat tedbirleri tavsiye edenler kadar sahip yirmi milyon vatandaş, daha faydalıdır.
Sabahhattin Ali sanki canilerin onu mezarsız bırakacaklarını çok önceden sezmiş gibi , evrendeki mekanını belirlemişti çoktan ve “benim meskenim dağlardır” diyerek şiirin yazmıştı.
Sabahhattin Ali'nin Sinop cazaevinde yazdığı karamsar mektubundan ....
"Niçin ölmemeli Ayşe, niçin hayat dedikderi bu korkulu rüyayı görmekte bu kadar ısrar etmeli...
Hayatın bazen çok tatlı olduğunu itiraf ederim. Fakat herkes için değil. Mesela ben hayatının bir bilançosunu yapsam, bütün ömrümdeki zevkli anlar ihtimal bir hafta bile tutmazlar.
(....)
Benim gibi ölünceye kadar her gününü kendine zehir edecek yaradılışta olanlar ne diye yaşasınlar?"