Sabahları işe başlamadan bana kalan dakikalarda zaman ayırabildiğim canım kitapla bugün ayrılabildik. 4-5 yıl önce alıp başlamıştım ancak o zamanlar nedense yarım bırakmıştım. Şu aralar sevgi, değer verme kavramlarını yeniden hissetmek için açtım kapağını.
Herkesin bildiği üzere Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yazdığı mektuplardan oluşuyor eser. Okurken çoğu satırda “böyle naif sevilmez ki be adam” diyorsunuz. Sevdiği kadının evlilik haberini “herhalde sevdin oğlanı” diyerek karşılayan, sevgisini kendini yücelten bir olay/duygu gibi gören bir şair Ahmed Arif. Leyla Erbil’de karşılığının olup olmaması hiç önemli değil onun için, kendisi dolu dizgin seviyor çünkü. Aşkının, sevgisinin öznesi kendisi aslında. Ve bu büyük sevginin karşılığında çıkmış o güzelim şiirler.
Kitabı okurken hep aklıma gelen şey, acaba karşılığı olsaydı yine de doğar mıydı o şiirler? Ahmed Arif kendisi olabilir miydi?
Nasıl sevilir, nasıl özlem duyulur öğreniyor insan okurken. Açın kapağını, dupduru sevmenin nasıl hissettirdiğini cümleler anlatsın size. Bol bol altını çizin sevginin. Gün gelir belki sizde böyle güzel seversiniz, sevilirsiniz kim bilir??
Keyifli okumalar! :)