Hz Yakubun Evlatları İle İmtihanı
Hz. Yakup’un (a.s.) Evlatları İle İmtihanı Rûh ve kalp, rûhâniyet âlemine meylederler. Nefse âit kuvvet ve hisler ise, hayvâniyet âlemine meylederler. Eğer insan kendi hâline bırakılırsa, gâlibiyet nefsin olur; beden rûha tahakküm eder ki bu, fâsıkların hâlidir. Eğer kalp, zikir ve sohbetle güzel ahlâka nâil olursa, gâlibiyet rûhun ve kalbin
Bir tren garında Müslüman olarak öldüğü düşünülen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un son fotoğrafı ve Hayatı Sorgulatacak Ders Niteliğinde 17 Sözü: 1. Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. 2. Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da
Reklam
Bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un son fotoğrafı ve Hayatı Sorgulatacak Ders Niteliğinde 17 Sözü 1 Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar. 2 Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye
-Ölümün karşı konulmaz ağırlığı-
Yazmak bence bir renk olsaydı, şüphesiz siyah olurdu... Normalde böyle fikirlerimi veyahut hissettiklerimi, teknoloji aracılığıyla paylaşmak bana biraz yavan geliyor. Prensip mi yoksa fıtrat mı istediğinizi diyebilirsiniz. ( ya da daha doğru bir kelime size kalmış). Sabır taşıyor ama maalesef. Kendini bir şekilde bir yere boca etmen gerekiyor. Elimde direkt burası geçti. Saat gecenin 1.30'ndan merhabalar herkese. "Ölümün karşı konulmaz ağırlığı". Çok düşünmedim bu başlığı koyarken. Birden geldi aklıma yapıştırdım hemen. Kitabını okumaya nail olamadığım, bir kitap ismine göre aşırı iyi olan bir (kalıp demek istiyorum) beni her gördüğümde kısa süreli derin muhakemelere daldıran bir dizi kalıp. Ama biraz ayarlarıyla oynadım. Neden ölüm derseniz çünkü ölüm kimsenin yenişemeyeceği bir ...... (burası sizde). Yani insanoğlun, hayatta var olduğu formdan, gelişip yoğurulduğu bu zaman dilimine kadar, her canlı varlık bu ölüm denen şeyle savaştı. Ama bu savaş adil değil tabiki. Her şeyi denediler, her şeyi kutsileştirdiler. Örnek versem yazıyı sapıtırım o derece. Hepsi bu ağır şeyi hafifletmek uğruna. Bir nebze dahi olsa hafifletmek. Ama sonuç koca bir sıfır. Savaşlar, aşklar, paralar, bilgiler. Hepsi ölümü unutmak, yaşadığı ona unutmak için, hislerinin kurbanı olmak suretiyle zamanın aklını çelmek için. Çünkü ölüm kendini hatırlatıyor ve beni gecenin köründe buraya yazmama sebeb veriyor. Böyle bir şey işte tam manasıyla. Sonuç olarak pek sevmediğim bir filmden, sevdiğim bir replikle sonlandırmak isterim. "Ölümün olduğu yerde ciddi ne olabilir?"
sıtkı caney - fotoğrafımdaki mühür
bir ihtilal yalanıyla alıp götürüyorlar sabahı ihanetin en karanlık yanıyla götürüyorlar ne gözyaşları içinde bir general ne tebdil-i kıyafet gezen bir kral var   ırmaklarımızı rüyalarımızdan çekip çıkaran çapulcular dönüp çingene bir mevsimi çağırıyorlar durmadan tenimde gün doğarken ayarttığım dudaklar ayarttığım bulutlar örtüyor beni örtüyor
Ormanların Kralı Aslan Masal masal mat atar, İki tilki ot satar. Bindim deve boynuna, gittim Halep yoluna. Halep yolu gül pazar; içinde tilki gezer. Tilki beni korkuttu, kulağını burkuttu. Çık çıkalım çardağa, ok atalım ördeğe, ördek başını kaldırmış, velvelesini saldırmış. Velvelesi dizinde gönlü vezir kızında. Vezir kızı bal kaynatır; içinde kaş
Reklam
885 öğeden 871 ile 880 arasındakiler gösteriliyor.