"Kuş susar ve sabırla bekler; o her şeyin kendi vaktinde olacağını bilir,"
Søren Kierkegaard "varoluş düşüncesinde insana odaklanarak, insanın kendi özünü, özgür seçimleri ile ortaya koyduğunu ileri sürer. İnsan kendini gerçek anlamda Tanrı'ya yönelerek inanç vasıtasıyla gerçekleştirebilir."
Kırdaki zambak ve gökteki kuş kitabında insânın varoluşsal gerçekliklerinin peşinden giderken yaşam içerisinde ki o zihin dünyasında büyüyen kaygılarını ve yetersizlik hâline kırdaki bir zambağın sükunetini anlatarak ve gökteki kuşun sabrıyla okurlara güzel bir bilinç hâli sağlar. İnsân uçsuz bucaksız gök kubbe altında olandan ne çok şey görmeli ki, kaygıları dinebilsin. Ne çok şey duymalı ki susabilsin.
Kendisinde olması gereken gerçek şeylerin farkına vardığında ve bunların eksikliklerinde aslında yaşamında öğrenmesi gereken şeylerin olduğunu bu eksikliklerin bir gün geleceğine hayıflanarak yaşadığı bir yaşamın tadı olan bir yaşam olmadığına...Beklemek lazım güzel kokmak için, pişerken güzel bir koku yaymak lazım evvela, sessizlik içinde, sabırla, teslimiyet içerisinde.
İnsân bir kuş ve zambak olabilmeli, yaşamak için.
"Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir an uzatabilir?"
🪽