Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Yazarlar; meteorlar, gezegenler ve sabit yıldızlar olarak sınıflandırılabilirler. Bir meteor bir an için çarpıcı bir etki yapar. Yukarıya bakar ve "Orada” diyerek bağırırsın ve ardından sonsuza dek görmezden gelirsin. Gezegenler ve gezgin yıldızlar daha uzun bir süre kalırlar. Genellikle sabit yıldızların ışığını yansıtırlar ve daha önceden tecrübe edilmemiş halleriyle hayrete düşürürler; ama bu sadece yakın olmalarındandır ve bulundukları yerdeki verimlilikleri çok uzun süreden beri devam etmekte değildir; hayır, verdikleri ışık sadece yansıtmakta olduklarıdır ve etki alanları sadece yörüngeleri ve çağdaşları arasındadır. Etkileri bir değişiklik ve bir hareket için ve ancak birkaç yıl anlatılacak bir dönem içindir. Sabit yıldızlar gökyüzündeki yerlerini sürekli olarak güvenle koruyanlardır; kendilerinden olan bir ışıkla parıldar, etkilerini bugün de dün olduğu gibi sürdürürler, genellikle çok yıllar öncesinden bu yana bu yeryüzündekilerce ışıkları görülebilmektedir.
🌟 Namaz, bir kutup yıldızı gibi olmalı.👇 Kutup yıldızı (Polaris) dünyanın dönme ekseni yönündedir ve sabit görünür şekilde kuzeyi gösterir. Bundan sebep, diğer tüm yıldızlar kutup yıldızının etrafında dönüyormuşçasına hareket ederler. (Dünyadaki tüm işlerimiz, tüm oluşlarımız da tıpkı kutup yıldızı gibi namazın etrafında dönmeli. Tıpkı onun kuzeyi gösterdiği gibi, O’na doğru, O’nu göstermeli.)
Reklam
Samanyolu
Samanyolu sarmal bir yapıya sahiptir. Kabaca 100.000 ışık yılı çağında, 1000 ışık yılı kalınlığındadır. 100 milyar ila 400 milyar yıldız içeriyor. Güneş Sistemimiz merkezden yaklaşık 26.000 ışık yılı uzaklıktaki Avcı Sapağı’nda bulunuyor. Antik Yunan gözlemcileri Samanyolu’nun soluk kuşağını Tanrıça Hera’nın döktüğü bir süt akıntısı olarak hayal
Biraz da gözler bayram ede : )
✔... "Benim Hâlikım, bu dünyayı bana hâne yapmış. Güneş benim bir lâmbamdır. Yıldızlar benim elektriklerimdir. Yeryüzü çiçekli miçekli halılarla serilmiş benim bir beşiğimdir" der....
Risale-i Nur
Risale-i Nur
'dan.... Yeryüzünü yayan, orada sâbit dağlar ve nehirler yapan ve orada her çeşit meyvelerden ikişer eş kılan da O'dur. Geceyi gündüze (O) örtüyor. Şübhesiz ki bunda, düşünecek bir topluluk için apaçık deliller vardır. >>>Ra'd, 3.Ayet<<< Hayrat Neşriyat Tevafuklu Kur'an-ı Kerim
İnsan her sabah yeniden uyanmaya o kadar alışkındır ki , üzerine güneşin doğmadığı bir günü hayal bile edemez . Uyandığında bedenini emrinde bulmayı o kadar çok tecrübe etmiştir ki , bunun aksinin nasıl bir durum olduğunu anlayamaz. Tabiatın her günkü sabit duruşu insanın hislerini yanıltır, böylece dünya kalıcı ve yerleşik görmeye başlar. Kendi varlığını da dünyaya dâhil etmiş olduğu için kendini de sabit ve kalıcı kabul eder. Etrafındaki her şey sapasağlam,yerli yerindedir; dağlar ,ovalar,gezegenler , yıldızlar;hepsi... Onların sabit ,sükûnetli ve emniyetli duruşuna bakarak,kendini de kalıcı ve ölümsüz vehmeder.
Lucienin kamı göğsüne yaslanmış, bacakları kollarının lam altından geçerek sırtına dolanmıştı. Ve ikisinin arasında kalçaları sıcak vajinasını karın kaslarına dayıyor, orgazm olmak için yanıp tutuşuyordu. Vücudunu öperek yukarı doğru çıkıyor, kadınının kontrolsüz seslerini dinliyordu. Kalbinin üzerine son bir öpücük kondurarak başını kaldırdı ve
Sayfa 93
Reklam
594 syf.
10/10 puan verdi
Selamlaaaar sevgili okurlaaaar; Size bugün türlerinin birbirinin içine geçmiş olduğu ama bir o kadar da düzenli işlenmiş, hem korku-gerilim, hem paranormal olayları, hem çevresel sorunları ve insaniyet namına gözümüzü açıp artık bir “DUR,” dememizin gerekliliğini anlatan, aynı zamanda da işin içine fantastik giren mükemmel bir kitapla geldim.
Başlangıç
BaşlangıçAytuğ Tunç Deveci · İkinci Adam Yayınları · 202257 okunma
Her fırtınanın ardında bir sükunet vardır, her geceyi bir sabah izler. Güven, bu geçici dünyada bizi yıldızlar gibi aydınlatan sabit bir ışıktır.
İlk aklın Allah’a nisbetle mümkün varlık olması ve kendini düşünmesi sonucunda ondan ikinci akıl, birinci gök (el-felekü’l-a‘lâ) ve bu feleğin nefsi meydana gelmiştir. Buna göre ilk aklın bu iki yönlü fonksiyonu âlemdeki çokluğun sebebidir. İkinci akıldan üçüncü akıl ve ikinci felek (sabit yıldızlar) ile onun nefsi meydana gelmiştir. Bu sistemle her akıldan bir başka akıl, bir felek ve onun nefsi çıkarak bu mutavassıtlar onuncu akılda son bulmuştur. En üstteki gök ile en aşağıdaki ay feleği arasındaki varlıklara “ikinciler” veya “ruhanîler” denmektedir. Onuncu akla ise “faal akıl” adı verilmiştir.
İslamcıların “bilim kaynağıdır” diye örnek verdikleri ayetler, değil bilimle,akılcılığın hiçbir şekliyle bağdaşamaz niteliktedir; bağdaşmak şöyle dursun, çoğu batıl inanışlara yer verir nitelikte şeylerdir. Birkaç örnekle yetinmek üzere, her şeyden önce Kur’an’ın evrenle ilgili hükümlerine şöyle bir göz atalım. Kur’an’da, çeşitli surelerde
Reklam
Kızıl İcaz müellifi olan Bediüzzaman, madde ne kadar küçük olursa o derece şiddet kesbeder der. Yani Allah küçük şeylere devasa bir enerji yerleştirmiştir. Misalen Atom küçüklügüyle beraber büyük bir enerjiye sahiptir. Atom parçalandığı vakit ortaya muazzam büyüklükte bir enerji açığa çıkar. Esir ise atomdan daha küçüktür. Şu hâlde Esirde mevcut olan kuvvet ve enerji daha fenadır. Bu sebeple İbni Arabi meleklerin, Esiri kav niyetine kullandığını söyler. Göktaşları gibi bazıları milyonlarca ton ağırlığındaki kütleleri hızlı bir şekilde hareketlendirmenin yolu Esir'i tutuşturabilmekten geçer. *Sabit yıldızların düzeni rastgele olmayıp akli bir düzenin gölgesidir. İnsanın bilgisinin ulaşamadığı düzen ve sabit yıldızlar da vardır. Esir âleminin harikaları ve feleklerin birbirleriyle ilişkilerinin sayıya sığması son derece zor olduğundan sabit yıldızlar küresinin ötesinde ve içinde bizim idrak edemediğimiz başka harikuladeliklerin bulunmasına engel bir durum yoktur, bilmelisin ki Esir âleminde cansız bir varlık yoktur. (Şihabuddin es-Sühreverdi e-Maktu/ Hikmet-ül İşrak)
Pisagor'un evren tablosu
Pisagorcu evren tablosunun merkezinde ateş vardır. Ateşin çevresinde dönen bir karşı dünya vardır. Karşı dünyanın dış çevresinde dünya dönmektedir. Dünya yalnız kendi etrafında donmektedir. Dünya küre biçimindedir ve merkezin çevresinde döner. Böylece dünya evrenin merkezi olmaktan çıkmıştır. Dünyanın baktığı yüzeyde ay vardır. Biz öbür yüzeyi göremiyoruz. ( karşı dünyayı göremiyoruz) Ayın dışında güneş vardır. Güneşin dışında 5 gezegen onunda dışında sabit duran yıldızlar vardır.
Yerküre ışıktan yoksundur. Güneş kendinden ışıklıdır, parıltılıdır; sabit yıldızlar da öyle.
Sayfa 225Kitabı okudu
Kutlu Nesil Sahabeler!..
~•~ Onlar, sarsıntı içerisinde olanlara sabit dağlar, Yolunu kaybedenlere yol olan nehirler, Yönlerini yitirenlere yön gösteren yıldızlar, İdeal kulluğun nasıl olduğunu hayatlarıyla gösteren muallimler... ~•~
Sayfa 19
Kutlu Nesil Sahabe
••~•• Onlar, Peygamber'in ikliminde yetişen, Nebevi bahçede yoğrulup kıvama eren, Risaletin nurlu potasında elmaslaşan, Hayatın farklı alanlarında abideleşen bir nesil... Onlar, sarsıntı içerisinde olanlara sabit dağlar, Yolunu kaybedenlere yol olan nehirler, Yönlerini yitirenlere yön gösteren yıldızlar, Ideal kulluğun nasıl olduğunu hayatlarıyla gösteren muallimler... ••~••
Sayfa 7
580 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.