" En iyi zamanlardı; en kötü zamanlardı. Bilgelik çağıydı; ahmaklık çağırdı. İnanç dönemiydi; şüphecilik dönemiydi. Aydınlığın mevsimiydi karanlığın mevsimiydi. Umut baharı ydı umutsuzluk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı; öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk; hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. Kısacası o dönemde bugünkü gibiydi; öyle ki dönemin en gürültücü yetkililerinden kimileri, hem iyisi hem de kötüsü için "en" ile başlayan karşılaştırmalarda ısrarcıydılar."
" Yıl , İsa dan sonra bin yedi yüz yetmiş beşti."
İncelememe kitabın giriş bölümü ile başlamak istedim . Anlaşıldığı üzere zıtlıkların bir arada yoğun olarak yaşandığı bir devri Fransız ihtilaline götüren dinamikleri , Monorşiye karşı halkın baş kaldırışını.Adalet ararken nasıl canavara dönüştüğünü okuyacağız. Bu kaos içinde aile , sevgi , sadakat, dostluk, aşk ve bu uğurda yapılan vefakarlığı iliklerinize kadar hissedeceğiniz müthiş kurgusuyla acayip bir roman bizi bekliyor . Kitabın ilk yarısında eseri okumayı bırakmayı düşündüm. Ama bu kadar sevilmesinin altındaki şeyi görmek istediğimden okumaya devam ettim . İyiki sabr etmiş ve tamamlamışım. Klasik olmayı hak eden ve mutlaka okunması ve okutulması gereken bir eser , yanlız iyi bir çeviri şart .