Derinden etkiledi. Neden, çünkü kitap insanı ikilemde bırakıyor.
Madame Bovary hakkında duyduğum bazı dedikodular vardı. Neymiş bu ya hu, dedim ve Dünya Klasikleri okuma listemin arasıına ekledim. Kendisini Kitapyurdu puanıyla aldım, buradan Kitapyurdu'na sonsuz sevgiler. (Reklam içeriği gibi oldu ama değil.)
Kitabı okurken sahiden yoruldum ama malumdur hem Fransız Edebiyatından hem de bir klasik. Su gibi akmasını bekleyemezdim. Belki çeviriyle alakalıdır ama çeviri de Nurullah Ataç'ın vefatı sebebiyle yarım kalmış sayılır. Sabri Esat Siyavuşgil'e de saygısızlık olmasın. Çevir kazı yanmasın: Fransız edebiyatı beni zorluyor da olabilir.
Her neyse Gecenin Sonuna Yolculuk'tan sonra yine zihnimizdeki baş karakter kalıbının dışında bir kadın, Madame Bovary. Üstüste gelmiş olması, ne kadar kötü bir dünyaymış, bu dünya; 100 yıl önce ve daha önce de, dedirtti.
Beğenmediğim düşüncesini ben bu incelemeden çıkarırım ama tam aksi: Çok beğendim. Çünkü çok düşündüm. Beynimi zorladım.
Eh ne demişler..
Ne demişler...
Ne demişlerdi ya hu?!
Üstüne düşündürmeyen kitap kitaba baka baka kararır?!