Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sabahattin Ali ~ Kürk Mantollu Madonna
" o andaki hislerimi, bilhassa aradan bu kadar seneler geçtikten sonra, anlatmama imkan yok, yalnız orada. Kürk mantollu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar, fakat ben olduğum yerden ayrılamıyordum. Bu portrede ne vardı?... bunu izah edemeyeceğimi bilmiyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz mağrur ve çok kuvvetli bir ifade vardı. Bu çehreyi ve benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler ; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumluk ile iradeyi, sonsuz bir melal ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. Ondan Halit Ziya 'nın Nihal'inden, Vecihi Bey'in Mechure' sinden, Şövalye Büridan'ın sevgilisinden, ve tarih kitaplarından okuduğum Kleopatra' dan, hatta mevlit dinlerken tasavvur ettiğim, Muhammed'in annesi Amine Hatun'dan birer parça vardı. O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir imtizacıydı."
Bakış açısı gereklidir. Yoksa sadece iki boyutla kalırsınız. Yoksa yüzünüz bir duvara bastırılmış yaşarsınız, her şey devasa bir ön plan oluverir, ayrıntılar, yakın planlar, saçlar, çarşafın dokuması, yüzün molekülleri.
Sayfa 181 - Doğan Kitap ~ IX - GeceKitabı okuyor
Reklam
Nick yutkunurken âdemelmasının hareket edişini izledim ve yakışıklılığına hayret ettim. Koyu renk saçlar, inanılmaz derecede mavi gözler, güzel elmacık kemikleri ve ömürlük kirpikler.
Sayfa 126Kitabı okudu
Beynim beni aldatıyor Legolas. Saçlarıma dokunuyorum. varmış gibi. Aynalara bakamıyorum hâlâ. Son baktığımda tanıyamadım kendimi. Selam verip kaçtım. Sarı saçlar yok, ayna yok.. Dostum Kara Kurt
yusuf
yusuf
dedi ki toparla kendini. Mutlu ol. Tamam dedim. Hani insanlar alışılmış şekilde olağan cevap verir ya.. öyle işte. Bugün mutlu olayım bari bir takla atayım dedim. Evet Legolas evet mutlu olmayı takla atmak sanıyorum hâlâ çocukluğumda ki gibi. Ve evet Legolas sehpaya çarptım. Hayat da böyle değil mi? Hep çarpıyoruz bir şeylere ya da birilerine. Ya da onlar çarpıyor bize. Kedilerim de tepeme çıktılar o an. Manyak kedilerim. Sahiplerine benzermiş kediler. Yarın yine yazarım. Not; Sarı saçlarını kıskanıyorum Allahsız. Savurup durma. Olan var olmayan var.😵😡
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı ? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı ?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? VICTOR HUGO
Reklam
“İzninizle,efendim,şu saçlarıma bir bakın! Yaşlanıyorum. Tabi ki, efendim, sıcak bir öğleden sonrasında bir-iki mürekkep damlasının bu ağırmış saçlar karşısında pek bir ehemmiyeti olmamalı ihtiyarlık -her ne kadar sayfaları da mürekkep izi yapsa da -bir şereftir. Affınıza sığınarak, efendim, yalnızca ben değil, ikimiz birden yaşlanıyoruz.”
Ara sıra kendi kendime derdim ki, "Sarmaşıklar gibi bir kere sarıldığı kalbi bir daha bırakmayan bu kıvırcık saçlar pek tehlikeli."
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Öldürmek için silah, hançer mi olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı? VICTOR HUGO
Reklam
"Nihayet saçlar jöleyle dik durdu, ancak haberler dik duramadı..."
Sayfa 20
Karanlık kıyılarına doğru ilerlediğimiz ölüm denizinden sıçrayan köpük serpintileri gibi, şakaklarında ilk beyaz saçlar belirmeye başlayan, kırk yaşına basmış okurlara soruyorum. Gençliğinizi, gençliğinizin o tatlı kalbini hatırlar mısınız?
Sayfa 37
İnsanlar sizi çağırıyorum: kitaplar, ağaçlar ve balıklar için, buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için, üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için. Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler, günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların, çocukların avuçlarında yeşerecekler.
bir dövüş olsaydı sonunda belki gevşerdi hırsım belki saçlar taranırdı bir sevişmeden sonra ama ben hıncahınç bekçisi kalacağım burçlarımın sonunda yükü bıraktığıma yanacağım.
Sayfa 239 - Of Not Being A JewKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.