Hz. Peygamber'in Estetiğe Verdiği Önem
1193. Resulullah’ın hayatıyla ilgili şu iki küçük olay, bize onun bu konuda nasıl bir yol izlediğini açıkça gösterecektir: Bir gün, bir cenazenin defin törenine katılmıştı. Mezarın içinde küçük bir kazım hatası göze çarpıyordu. Derhal düzeltilmesini emretti. Cemaatten biri kendisine: “Bunun ölüye bir zararı dokunur mu?” diye sorunca, Muhammed (as) şöyle buyurdu: “Aslında bu tür şeyler ölüye ne bir zarar verir, ne de fayda; ancak bu (düzeltme), yaşayanların gözlerini rahatsız etmemek içindir” (bir diğer kaynakta ise “bu, yaşayanların gözüne hoş görünmesi içindir”). (117) Bir başka gün, saçı sakalı birbirine karışmış, korkunç görünüşlü bir kimse onu mescitte ziyarete gelmişti. Resulullah ona, dışarı çıkıp üstünü başını düzeltmesini işaret etmiş, o kişi de derhal bu isteği yerine getirmişti. Döndüğünde, Muhammed (as) şu açıklamada bulundu: “Öyle şeytan gibi karmakarışık saçlarla gelmektense böylesi sizin için daha güzel değil mi?” (118) 1194. İşte Resulullah (as)'ın bunca emir ve talimatının temelinde bu sağlam estetik duygusu yatmaktadır. Örneğin, onun erkeklere ve kadınlara dış görünüşleri, saçlarının şekli ve giysileri konusunda birbirlerine benzememelerini emretmesi hep bu duygudan ileri gelmektedir. Bu da bizi güzel sanatlardan bahsetmeye götürecektir: (117) İbn Sa'd, I/I, s. 91. (118) Malik, Muvatta', 51, No: 7.
II, 615
'Saçlarının şekli' gibi..
Kapitalist toplum özgürlüğe, bireysel tercihlere, yaratıcılığa ve yeniliğe dayanıyormuş izlenimi verir. Gerçeklik ise bu aldatıcı görünümün aksine standartlaşma ve bireyin toplum tarafından bastırılmasıdır. Kültür endüstrisi yerleşik kalıplardaki çok önemsiz değişiklikleri bile önemli farklılıkları ifade ediyormuş gibi yansıtır. Örneğin, yeni pop şarkıları kısa bir süreliğine yenilik hissi verir. Böylelikle popüler müzik beğenisi bireysel tercihlerin bir ifadesiymiş gibi görünür. Hâlbuki tıpkı bireylerin 'saçlarının şeklini' değiştirerek kendilerini farklı sanmaları gibi aldatıcı bir şeydir bu.
Sayfa 120 - Sosyologca Kitaplar Dizisi 57, DOĞU KİTABEVİ, [Birinci Baskı Aralık 2015], ISBN: 978-605-9093-61-3Kitabı okudu
Reklam
Abimden umudunu kesene kadar saçlarını kestirmemişti. Umudunu kesmiş. Eskiden ayna gibi parlak, siyah, hatta füme rengi olan saçları kısacıktı. Sadece saçlarının rengi, şekli değil diye düşündüm, Suzan'ı Suzan olmaktan çıkaran: büyük bir boşluğun boşlukla doldurulması.
Y ı l d ı z l a r *
_1-Sirius (Köpek yıldızı, Akyıldız, αlfa Canis Major): Yakıcı anlamındadır. Büyük Köpek Takımyıldızı’nda, Canis Majoriste yer alır. Sirius, biri beyaz cüceden oluşan ve birbirleri çevresinde 49.9 yılda dönen bir çift yıldızdır. Güneş'e 8,47 ışık yılı uzaklıkta ve güneşin iki katıdır. Aydınlatma gücü Güneş'in 25 katıdır. Siriusun yaşı
Fyodor Dostoyevski Karamazov Kardeşler romanında, akşam yemeği sırasında içilen ve civarda ünlü olan "Manastır Kvasından" bahseder. Ve bir başka yerde de sadece bir parça ekmek yemiş ve bir bardak da "Kvas" içmiş olan Alyoşa gururundan dolayı babası Fyodor Pavloviç Karamazov'un akşam yemeği teklifini reddeder. Ezilenler'de ılık
96 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Gerçekten kaleminin harika ve çok akıcı olduğunj duşündüğüm bir yazar:Arthur Conan Doyle ve onun yazdığı polisiye türünde bir kitap; Sherlock Homes,ben ilk defa sherlock holmes okudum ve asla pişman olmadığım bir deneyimdi.Kitabın adı reigate bulmacası ancak bana göre şeytan ayağı olmalıydı kesinlikle nedeni ise içinde bulunan üç hikayeden biri
Sherlock Holmes - Reigate Bulmacası
Sherlock Holmes - Reigate BulmacasıArthur Conan Doyle · Parodi Yayınları · 2019442 okunma
Reklam
Ruhun kendini ifade şekli tendir, bedendir...
"Benim için bir kadınla bir erkek arasındaki aşk, onların ruhlarını birleştiren yüce ve tinsel bir bağdı. Vücutlarının birleşmesinin benim aşk evrenimde çok az bir yeri vardı. Ama ben kendi adıma, ruhun ten aracılığıyla şekil değiştirdiğini,kendisini ten aracılığıyla ifade ettiğini yeni yeni öğreniyordum. Sevilen kişinin saçlarının görüntüsü, ona dokunulması ; onun dudaklarından dökülen düşünceler ve gözlerinde parıldayan ışık gibi ruhun soluğu, sesi ve özüydü. "
Sayfa 301Kitabı okudu
Bir kadın tanıdım gökyüzünde yıldız gibiydi adını küçük çiçek koydum yıldızımın .. kokusunu çok uzaklarda olsa bile duyuyordum .. yüreğim yanıyordu gerdanında yıldızımın onu öpüyordum öperken ürperiyor ve ürpertiyordu avuç içlerim sırtında dolaşırken .. Uyurken sırtını bana dönerdi ve ona arkadan sarılıp elimi yakan bir sıcaklık hissediyordum
Abimden umudunu kesene kadar saçlarını kestirmemişti. Umudunu kesmiş. Eskiden ayna gibi parlak, siyah, hatta füme rengi olan saclan kısacaktı. İçinde alevden damarlar olan kızıla dönmüş. Koyu bir kan damlıyor uçlarından. Yüzüne boya sürmeyen Suzan hüzünlü bir makyaj yapmış. Gözlerinde keder işareti gibi, kalın kalın sürmeler.. Gülüşü kurgulanmış gibiydi. Mahcubiyetin izi kaybolmuş. Yıllar ve acılar biz buradayız diyor dudaklarının çevresinde belirmiş çizgilerde. Sadece saçlarının rengi, şekli değil diye düşündüm, Suzan'ı Suzan olmaktan çıkaran: büyük bir boşluğun boşlukla doldurulması.
Benden Sonra Anılarda Annelik
İnsan, duygularının her birini anlamına göre renk renk boyayıp, rengine göre yaşayabiliyorsa, mesela acılara kara, umutlara mavi, hayallere beyaz kanatlar takarak yaşamayı biliyorsa, SAÇLARININ NE RENK OLDUĞU, içindeki fikirleri alıcısına göre bazen düzleştirip bazen kıvırcıklaştırıp bazen ise dalgalandırarak aktarabiliyorsa; SAÇLARININ ŞEKLİ, yaşadığı olaylardan ümitsizliği tırnak gibi törpüleyebiliyorsa; TIRNAĞINDAKİ OJE VE MANİKÜR, karşısına çıkan olumsuz her vakada olayları rötuşlayabiliyorsa; GÖRÜNTÜSÜNDEKİ GÖRSELLİĞİ, karşısındaki sıkıntılı dönemde olan bir insan ise, yaklaşımını estetikle istediği esnekliğe getirebiliyorsa; YÜZÜNDEKİ DERİN ÇİZGİLER, KAZ AYAKLARI, her insana her duruma farklı farklı pencerelerden bakabiliyorsa, O İNSANIN GÖZLÜĞÜNÜN KARE, DAİRE YA DA DİKDÖRTGEN OLMASININ hiç önemi kalmıyor... Çünkü o insan süslenmesi gereken yerleri süslemiş, boyanması gereken yerleri astarlayıp boyamış, düzeltilmesi gereken yerleri zımparalamış, toplanması gereken değerleri bir bir toplamış, dışını değil, içini çekici hâle getirmiş ki her önüne gelen kirletemesin diye.
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.