Japon edebiyatıyla tanışmak olsun diye, adını son yıllarda çokça duyduğum Murakami ile ve daha şirin bir tanışma olsun diye de öyküleriyle başladım..
Tam bir belirsizlikler, amaçsızlıklar toplamı diyebilirim. Birbirinden saçma 17 öyküden oluşuyor ve son öykü de kitaba ismini veriyor. Karakterler bir anda biriyle tanışıp konuşuyor içini döküyor ve sonra o kişi öyküden çıkıyor. Kültürün etkisi, çok fazla ait hissetmemin sebebi belki de. Her öyküde bar, bira, kadın, alkol, tükenmişlik, metropol hayatı, modern hayattan kaçış.. Bu kadar dar çerçeveye bu kadar fazla öykü sığdırma çabası kitabı zayıflatmış. Hiçbir öykünün sonu yok. Ortadan kaybolan fil için ne gördünüz diye soruyorlar tek şahide tuhaf bir şey görmüş de olabilirim görmemiş de olabilirim diyor. Belirsiz olacağım havasına edebiliği katletmiş farkında değil bence. Tema yok, konu yok, ders çok, mesaj yok.
Amaç var,
bir şeyler yazmış olmak, küçük bir merak uyandırıp okuyucuyu bir yere götürecekmiş gibi el uzatmak ve o hiç farketmeden o eli usulca bırakıp yok olmak. Al sen yaz kaldığın yerden (:
İkinci bir şans verir miyim, emin değilim.
Kesinlikle satın almam ama bir yerde denk gelirsem belki bir de romanını okuyarak yazarı tanımaya çalışabilirim.