Zekât ve Sadaka Verin
Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah’a
ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz
iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha
büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan af dileyin.
Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici (Gâfur), çok
esirgeyicidir (Rahîm).
73 Müzzemmil Suresi Ayet 20
Kelime
Mahremiyet hususunda İslam geleneğinin temel hareket noktası tecessüsün yasaklanmasıdır. İslam'da tecessüsün yasaklanması, üstelik bu yasağın kabahatleri de içerecek şekilde geniş tutuması, kişiye mahrem bilgi ve durumları kamu menfaatine zarar vermediği sürece belirleme hürriyeti vermektedir. Hatta Hucurât 49/12'de' 49/12'de' mahremiyetin korunması muhataplar açısından bir tercih olmaktan ziyade emir olarak vazedilir. Yani bir kimse ister iyilik ister kötülük olsun bilgi ve davranışını mahrem tutmak istiyorsa bunun özel olarak araştırılıp ifşa edilmesi yasaklanmıştır. Bir kısım durumların mahrem tutulması ise kişinin dindarlaşma sürecinin bir parçası olarak vazedilmiştir. Mesela Bakara 2/271'de* sadakanın açıktan verilmesi övülmüş ama kişinin ibadeti zedeleyecek duygu ve davranışlardan kaçınmasını temin etmek için gizli tutması salık verilmiştir. Aslında farzların dışında kalan bütün ibadet hayatı için mahremiyet ilkesi getirilmiştir. Fakat bu mahremiyet bilgi ve davranışın kendinde mahrem olmasından ziyade mahrem kalmasının kişinin dindarlığını muhafaza etmeye daha fazla katkı sağlamasından dolayıdır.
Mevlâ Teala, sadakanın başa kakılmadan ve malın helâlından verilmesi gerektiğini açıkladıktan sonra, gizli veya açık surette verilebileceğini beyan etmek üzere buyuruyor:
"Eğer sadakaları aşikare ederseniz (açıkça verirseniz) o, ne güzel şeydir. Eğer onları gizler de, onları (bu suretle) fakirlere verirseniz, işte bu, sizin için daha hayırlıdır. Ve (Allah-u Teala Hazretleri o sebeble) günahlarınızdan bir kısmını mahveder (örter). Ve Allah (Celle Celaluha) yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."
(Bakara Suresi: 271