"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.”
İnsanın yolculuğu bir ömür boyu sürer, sessiz bir gemi gibi. Bazen açık denizlerde, masmavi bir gökyüzünün altında, esen rüzgârlarla yelkenlerini şişere şişere dingin, kaygısız ve tasasız bir şekilde yol alır. Bazen de karla, tipiyle, borayla, denizlerin
Zamana ayak uydurmaya çalışırken, unuttuğumuz değerleri, yazar, ‘İstanbul’da zamanı kaybettik, izini toza kaptırdık, dünde bıraktık anı ve unuttuk dostu yaranı..’, sözleriyle ne de güzel anlatıyor.
Şair ve yazarların ilham perisi, üzerine sayısız eserler yazılmış, Orhan Veli’nin de belirttiği gibi, ‘Gözleri kapalı dinlenmesi vardır İstanbul’un.’
_BİR BAŞKA TEPEDEN_
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
Yahya Kemal BEYATLI
“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul,
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer,
Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul,
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer…”
~ Yahya Kemal Beyatlı ~
Canevimden baktım sana İstanbul!
Rüzgârların anamın duası kadar serin.
Beyaz şamdanlar gibi yükseliyordu
İnce kalem kalem minarelerin.
Bir sabah vapurlar alıp getirdi beni
Güneşteydi rengi narın.
Şadırvan şadırvan aktı içime
Konu: Kitap üç bölümden oluşur. İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından bir araya getirilen şiirler bütünü olan kitapta birinci bölümde Türk ve Türk'ün tarihteki rolü işleniyor. Kitap aşağıdaki şiir ile başlar.
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede,
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymaniye’de.
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati...
İstanbul'u