Vallahi buldum boş zaman, geçtim makinenin başına, buldum birçok artan kumaş, başladım sağdan soldan dikmeye. Öğrendim ama, bu sefer beni işe alırsanız, makineci olarak geleyim bari 😁 Ütü de çok güzelmiş ama, saatlerce severek yapmıştım, ah bir de ısınmadan koşmasaydım, bacağımdaki kas yırtılmış ve biraz gücüm eksildi sadece. Yeniden, öğrenmek, yeniden başlamak istiyorum. Peygamber Efendimiz(s.a.v.), bir İşci'nin bir de Kadın'ın elini öpmüş. Çalışmak, emek vermek, çok güzel şeyler. 🥺⚘️🦋
Hep derim: Sakar, acemi, beceriksiz, uğursuz, işleri yolunda gitmeyen, iki yakası bir araya gelmeyen insan yoktur. Sadece ah almış insan vardır. İnsanlar bu ah alma mevzusunu hep basite indirgerler. Ama diğer yandan mantıklı insan olsa ah aldıkları kişiler, o kişiler ah etmezler zaten. Yani kişinin ah alması bile kendi cahilliğindendir. Akıllı insan olsa ah edecek insanlarla yüz göz olmaz. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Yani diyorum ki bir insan hayal kırıklığı yaşayıp yara aldığında nasıl ah edip beddua edebiliyor? Evet, şimdi buldum çoğu insanın yıllarca acılar içinde kıvranma sebebini. Öyle kişiler var ki maalesef, zalimi zalime kırdırırken kul yaptı zannederler, birbirlerine beddua ederler. Aslında bir dönüp kendine baksa kendi çok düzgün ya çok dört dörtlük ya o yüzden beddua ediyor.
Reklam
Hüzünlü değilim aslında hiç Ama işte, çok yıldızlı gökyüzü, masmavi deniz, Upuzun ağaçlar, sarmaşık çiçekler… Umrunda olmayan şeyler yalnızlığı hatırlatıyor sadece Ve yalnızlık, hüznü çağırıyor ardından.
Sen Yeter ki
Seninle her yere gelemem, her an konuşamam, her dakika gözlerine bakamam ama daha iyisini yapar, seni bende saklarım. Yarının tüm tedirginliklerini, bugünün endişesine kurban eder, seni sol yanımda ölene kadar saklarım. Sen sadece sadakatini armağan et bana! Sen yalnızca usulca iliş yanıma! Seni senden dahi korur, tüm güzel olanı avuçlarına bırakırım. Ne dersin?
343 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitapta Yaşar adında bir adamın hayatını okuyoruz. Yaşar, kağıt üzerinde ölü görünüyor ama gerçekte yaşıyor. Hayatta olduğunu kanıtlamaya çalışırken başına gelmeyen kalmıyor. Devlet daireleri, mahkemeler, saçma kurallar… Herkes bir şey söylüyor ama kimse sorunu çözmüyor. Kitabı okurken hem güldüm hem de üzüldüm. Çünkü bu hikâye, sadece Yaşar’ın değil, hepimizin yaşadığı bir durum gibi geldi bana. Bence Aziz Nesin, hayatın içindeki karmaşayı çok güzel yakalamış. Yaşar’ın başına gelen olaylar komik görünüyor ama aslında insanı düşündürüyor. Sistem, insanı bazen o kadar çaresiz bırakıyor ki “Böyle şeyler gerçek olabilir mi?” diye soruyorsunuz. Ama sonra dönüp kendi hayatınıza bakınca, benzer saçmalıklarla zaten karşılaştığınızı fark ediyorsunuz. Okurken kendimi Yaşar’ın yerine koydum. Düşünsene, yaşadığını bile kanıtlayamıyorsun! Bu kadar basit bir şey için bile o kadar çok uğraşıyor ki insan sinirlenmeden edemiyor. Aziz Nesin burada sadece bir hikâye anlatmıyor, toplumu eleştiriyor. Ama bunu öyle ağır bir dille değil, herkesin anlayacağı şekilde yapıyor. Bence bu kitap herkesin okuması gereken bir eser. Çünkü hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Bazı yerlerde sinirleniyorsunuz, bazı yerlerde kendinizi sorguluyorsunuz. Sistem dediğimiz şeyin aslında insanları ne kadar sıkıştırdığını çok güzel anlatıyor. Çok akıcı, çok etkileyici ve çok gerçek bir kitap. Not: Hepimiz caanım ülkemde bir Yaşar olmadık mı? Yaşıyor muyuz, yaşamıyor muyuz? Bu soruların cevaplarını bilen bilmeyene anlatsın:)
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Yaşar Ne Yaşar Ne YaşamazAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200814bin okunma
Mutluluk seni sadece mutsuz eder. Sen mutlu edeceğin şeylerin peşinde koşarsın ama etmez ve sonra acı biter hem de her seferinde.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.