Mutlu son?
Bir efsaneye göre bir kadın bir adama aşık olmuş. Ama ne kadın ne adam bunu fark edememiş. Yaşadıkları duygu yoğunluğu o kadar duygusuz yapmış ki onları aşkı görememişler. Ailesinden inanılmaz derecede sevgi almış, güzel, kibar bir kadın varmış. Annesi ve babası birbirine çok aşık bir çiftmiş. Bir erkek kardeşi ve bir ablası varmış. Ablası
Insan sadece düşlerinde dünyanın kralı olabilir. Ve kendini tanıyan herkes, dünyanın kralı olmayı arzuladığın farkındadır. Düşünmek ama var olmamak; işte bunu yapan kraliyet tahtına oturmuş demektir. Istek duymaksızın arzu duymayı başarmak, taç giymek gibidir.
Sayfa 220
Reklam
İnsanların hepsi bir değildir. Senin anlattığın Selma'nın nikâhlısı gibi insanlar da bulunur, "Viyolonsel" hikâyesindeki gibi insanlar da... Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötü­lükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız ken­dilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuz­lukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar ede­bilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en bü­yük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Gerçekler, sevgilim
Bu sabah erken kalktım. Yüzüme üç kez gerçekler çarptım. Kanadı yüzüm, gözüme gerçek kaçtı. Gözümün sulandığını görenler ağladığımı sandı, oysa gerçek gözümü yakmıştı. Bu yüze gerçek çarpma ve göze gerçek kaçırma beni zinde yaptı. Dışarı çıktım, yolum uzundu. Nicedir yürümeyişlerimle biriken adımlarımı da yanıma aldım. Yorgunluğumu, kendini
Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felâketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alâkasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır.
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çevrendeki birisi bir mükemmeliyetçiyse senin zihnini de kirletmeden önce mümkün olduğunca hızla kaç. Tüm mükemmeliyetçilik derin bir tür ego oyunudur. Sadece kendini idealler ve mükemmellik terimleri ile düşünmek bile egonu en üst düzeyde dekore etmekten başka bir şey değildir. Mütevazı bir insan hayatın mükemmel olmadığını kabul eder.
Reklam
Kendini aşırı sevenlerin yatkın olduğu gibi, pırıl pırıl özbenlik imgesinin üzerine ufacık bir gölge bile düşmesin diye hep sadece "olumlu düşünmek"', uzun vadede çok fazla kuvvete mal olur. Kendimle dost olmayı istiyorsam, düşünmenin öteki yanını bastırmasam iyi ederim, "Olumsuz düşünmek" hayatın bazı veçhelerine daha iyi uyar pekala. Ara sıra kimi durumlarda olumsuz düşünmeye teslim olmak, hayatta karşımıza çıkabilecek olumsuzluklarla iyi baş edebilmeye dönük en iyi önlemdir....
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,965 okunma
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
“Nizamettin için bu dünyada ciddi bir iş,ciddi bir münasebet,ciddi bir düşünce diye bir şey yoktur.Fakirlerle,çalışanlarla,memurlarla,hayatla,aşkla,her şeyle ve herkesle alay eder.Yalnız kuvvetliler ve zenginler karşısında korku ile karışık bir saygı duyduğunu burada söylemek lazım.Çünkü biraz önce yazılanlardan onun dünyaya,yaşamaya hiç önem vermeyen bir felsefeye sahip,kişiliği kuvvetli bir adam olarak tanıması ihtimali vardır. Nizamettin ahlaksız bir genç miydi? Dürriyeyi evlenmek vaadiyle kandırması, üç çocuk babası zavallı bir adamı, Mehmet Ali’yi baştan çıkarması, onun ölümüne sebep olması gibi şeyler düşünürse bunu evet diye cevap vermek doğru görünecektir. Ben bu kanaatte değilim.O sadece boş kafalı, değersiz bir adam.Kendi kendini kontrol etmek,insanlar, yaşamak hakkında bir an olsun düşünmek ondan çok uzak şeylerdir. İyilik,kötülük,saadet, vicdan azabı gibi duygular,düşünceler onun semtine bile uğramamıştır.Buna birdenbire inanmak güç gelir.Ama ben Nizamettin gibilerin zamanımızda maalesef pek çok olduğunu söyleyeceğim.”
Sayfa 21
Reklam
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Dudaklarından bir mırıltı çıktı: "Ruth." "Ruth." Tek bir hecenin bu kadar güzel olabileceğini hiç aklına getirmemişti şimdiye dek. Kulaklarına haz veren o sözcüğü tekrarlamak, onu mest ediyordu. "Ruth." Bir tılsımdı, büyüyle çağrıda bulunmak için kullanılabilecek sihirli bir kelimeydi. Bu ismi her mırıldanışında kızın yüzü karşısında parlıyor, karşısındaki pis duvarı altın ışıltısına boğuyordu. Işıltı duvarda kalmıyor, sonsuzluğa yayılıyor ve Martin Eden’ın ruhu, o ışıltılı derinliklerde kızın ruhunu arıyordu. İçinde en iyi olan ne varsa muhteşem bir akışla dışarı taşıyordu. Sadece onu düşünmek bile Martin Eden’ı yüceltiyor, saflaştırıyor, daha iyi biri haline getiriyor ve daha da iyi olmak istemesine yol açıyordu. Onun için yeni bir şeydi bu. Kendisini daha iyi biri haline getiren kadınlar tanımamıştı daha önce. Tersine, onu canavarlaştırırdı kadınlar. Onların ellerinden gelenin en iyisini yaptığının, ama işe yaramadığının farkında değildi. O zamana değin kendini tanımadığı için kadınların aşkını üzerine çekmenin, varoluşunun bir parçası olduğunu, kadınların da ona bu nedenle uzandıklarını bilmiyordu.
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. ilk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olmayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır.
dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. ilk başta insana bi kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olmayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.