yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir. Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler. Ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler. Onunla bir oyuncakmışçasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek çocukları gibi, onunla böbürlenirler.
“Belki de ulus ya da vatandaşlık diye bir şey yoktur; belki sadece aile ve sevgi adına haritalara çizilmiş bölgeler, yani sınırsız bir ülke vardır.”
Sayfa 190 - holden kitapKitabı okudu
Reklam
Yavşak yaşar
İki kadına karşı sürekli sevgi beslemeyi herkese tavsiye edebilirim. Dünyaya çift demir atmak gibi harika bir etkisi var. İnsan sevgiyle besiye çekilmiş oluyor ve bu da tam olarak benim ihtiyacım olan şey. İki kadını sevmek ne ayıp ve kötücül, ne içgüdüsel ne de müstehcen bir durumdur. Tam tersine, oldukça normaldir (ve normalleştiricidir), bütün hayati ilgilere ciddi bir derinlik kazandırır. Ben bunu sık sık, ebeveynlere karşı duyulan sevgiyle kıyaslıyorum. Kimse bize ya sadece annemizi ya da sadece babamızı sevme iznimizin olduğunu söylememiştir.
Sayfa 20 - Jaguar Yayınları, Çeviren: Özden Özberber, 5. Baskı, Kasım 2022, İstanbulKitabı okuyor
Eşiyle evlenmeyi sadece babasına hiç benzemediği ve o evden bir an önce kurtulabilmek için kabul etmiş. Yani yangından kaçarken sığındığı bir sığınak gibi... İçinde ne aşk var ne de sevgi... Ne kendiyle barışık ne hayatla... Ne kendine güveniyor ne hayata ne de başkalarına.
"Gerçek sevgi ve saygıyla karışık hayvani çekimin sadece filmlerde ya da aşk romanlarında var olduğunu düşünmeye başlamıştım."
✓ Kendi sırrına ermekten başka amaç güden sevgi, sevgi değil ileriye atılmış bir ağdır; bu ağa sadece yararsız şeyler takılır.
Sayfa 32 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Oysa sevgi söz konusu olduğunda, sayılar ve oranlar sadece fesat çıkarmaya yarıyordu..
Karanlıkta algılandığı için zayıflık, bağışlamada ve sevgide bir amaç göremez. Kendisi dışındakileri kendinden ayrı ve farklı algılar; bu yüzden dünyada paylaşabileceği hiçbir şey yoktur. Yargılar, mahkum eder, sevmez. Karanlıkta saklanırken güçlü ve kudretli olduğunu, limitlerini aştığını hayal eder fakat limitlerinin devleştiğinin farkında değildir. Zayıflık kendinden korkar, nefret eder ve kendine saldırır. Karanlık, gördüğü her şeyi saklar ve bu yüzden rüyaları da kendi gibi korku doludur. Mucizeleri burada bulamazsınız. Burada sadece nefret olabilir. Karanlık kendisini, gördüğü her şeyden ayırır. Halbuki güç ve ışık kendilerini bir olarak görür. Gücün ışığı, sizin gördüğünüz ışık değildir. Değişip, kısılıp kaybolmaz. Geceden gündüze ve sonra yine bir sonraki sabaha kadar tekrar geceye dönmez. Gücün ışığı, sevgi gibi süreklidir. Vermeye her zaman isteklidir çünkü onun verdikleri, kendine verilir. Ondan istenenler boşa istenmez. Onun alanına giren hiç kimse mucizeler gözlerinin önüne serilmeden, kalbine ışığın gücünü almadan ayrılamaz.
Sayfa 93
Omar Bin Abdulaziz Rahimehullah der ki; Değerli bir nasihat... Sana, sadece ihtiyaç duyduğu vakit değer veren kimseler ile arkadaşlık etme. Zira onun ihtiyacı giderildiği an aranızdaki sevgi bağı sona ermiş olur. Bilakis sen, hayırda öncü olan ve hak yolda sabırlı olan kimse ile arkadaşlık bağı kur. Zira o, nefsine karşı mücadelede sana yardımcı ve destek olur...
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı.Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu.Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Reklam
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
Sayfa 18 - Türkiye İş Bankası | 30. BasımKitabı okuyor
''Anladım ki, insanlara onları yaşatan bakım ve ilgiymiş gibi gelir ama gerçek olan, insanı yaşatanın sadece sevgi olduğudur. Kalbinde sevgi olan, Tanrı'nın içindedir, Tanrı da onun içindedir, çünkü Tanrı sevgidir.''
Ortadoğu ve tüm islam ülkeleri ; cumhuriyeti, demokrasiyi , insana saygı duymayı , öbürüne sevgi beslemeyi bir türlü içine sindirememiştir , bu kafada olduğu müddetçe sindiremeyecek de… Sadece rüyasında görmekle yetinecektir maalesef mutluluğu , refahı , düzeni , huzuru …
Bütün gizemleri keşfetmek istiyordu, ama sadece bunlara yukarıdan bakabilmek için... küçümseyerek yukarıdan bakabilmek için. Ürperti nedir bilmezdi, çünkü tek korkusu korkaklıktı. Ve gerçekliğe duyduğu sevgi, hakikate olan nefretinden başka bir şey değildi.
Çocuk hayatının ilk yıllarında ebeveynlerinden sevgi görmezse, onların standartlarını benimsemeyecek ve normal bir vicdan geliştirmeyecektir. Dahası, çok az sevgi gösteren ebeveynler genellikle tutarsız, tahmin edilemezdir ve aile içinde güvenilir davranış standartları tesis edemeyebilirler. Saldırgan dürtüleri kısıtlama yoksunluğunun çocuklarda yaygın bir durum olmasının yanı sıra, sevgi görmeyen çocuk, bu dürtüleri şiddetli olarak yaşamaya meyillidir. Görünen o ki insanların, sosyal hayvan olarak, kabul görme ve onaylanma gibi temel bir ihtiyacı vardır. Eksikliğini yaşadıkları şeyin ne olduğunu bilmiyor gibi görünseler de, sevgi yoksunluğuna hınçla karşılık verirler. Davranışın içsel düzenleyicisi olarak vicdanı gelişmemiş çocuklar, saldırganlıklarını sadece, anında cezalandırılma gibi açık bir tehdit söz konusu olduğunda dizginleyebilir. Normal bir vicdan gelişimine sahip çocuklar anında cezalandırılma tehdidi olmasa da iyi davranma eğilimindedir.