İNSAN ve HÜSRAN
Merhabalar,haftanın ilk gününde beni çok duygulandıran bir kitapla geldim. Yamaç köyüne misafir oldum. Birbirleri ile sevgi,saygı ve uyum içinde yaşayan,kimsenin dini, dili, ırkı ile ayrılmadığı dostça yaşadıkları ve yardımlaştıkları rüya gibi bir köy Yamaç köy.
Yamaç köy halkı bu dostluk bağları ile yaşayıp giderken,diğer köy
"Arkadaşlar hepimizin yolu farklı
Ben kendi yoluma bakarım
Benim bir hedefim var
Sadece ona uyarım
Bana gezegen demeniz için
Ne büyür ne hızlanırım
Beni bu halimle kabul ederseniz
Sizinle varım."
Bir zamanlar bir psikoloji kitabinda okudugum bir bolum vardi...
Hayatin ve getirilerinin kiymetini anlamak icin tavsiye edilen bir metod vardi icinde...
Deniyordu ki:"Arada bir,cok bunaldiginizda,hayatin sizin icin cekilmez hale geldigini dusundugunuzde kendinize 10 dakika ayirin ve kendi CENAZE Toreninizi dusunun".......
Cumleyi
Sakine Cansız, Kaftancıoğlu ve Şeyma Subaşı bu ülkeye dahil değil.
Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde üç Amerikalı erkek pek fazla insanın bulunmadığı, ücra bir yerde, tamamen kadınlardan oluşan bir topluluğa denk gelir. Gözlerine inanamayan kâşifler bu topraklarda erkeklerin de olması gerektiğine dair inançlarıyla araştırmalarına başlar. Çok geçmeden bu gizemli ülke ile ilgili gerçekler bir bir açığa çıksa da
“Hepimizin yolu farklı
Ben kendi yoluma bakarım
Benim bir hedefim var
Sadece ona uyarın
Bana gezegen demeniz için
Ne büyür, ne hızlanırım
Beni bu halimle kabul ederseniz
Sizinle varım.”
Bir şakadan ibaretse hayatınız, dalınız kalmadıysa tutunacak, yalnızsanız kalabalıklar icinde, anlayamazsa kimse sizi, dünya küçülmüşse gözünüzde, ölümün kolay olduğunu düşünüyorsanız yaşamaktan, hayata karşı ne kadar dürüst olursanız daha da battığınızı hissediyorsanız dibe, hiçbir şey edemiyorsa artık sizi mutlu, en son ne zaman güldüğünüzü hatırlamıyorsanız içten, uyuşukluk hissi bile tatmin etmiyorsa artık, sadece göğüs kafesiniz değil tüm vücudunuz kaplıysa acı ile, göz yaşlarınız tükenmişse akmaktan, aldığınız nefes ferahlatmıyorsa ciğerlerinizi, soğuk işlemiyorsa teninize, ayırt edemiyorsa artık gözleriniz renklerin tonunu, hayat griden ibaretse, doğumunuza bile anlam veremiyorsanız, kalmadıysa umudunuz, kalmadıysa düşleriniz, terk edip gittiyse sizi idealleriniz, savaşmaktan mücadele etmekten yıldıysanız eğer ve yarına çıkamayacakmış gibi hissediyorsanız tam da benim bulunduğum yerdesiniz.
Mucizevi derecede güçlü cesaretinizi son bir eylemde bulunmak için kullanmak üzeresiniz.
İlayda Şeyma Oluşan